She doesn't speak to me.
- O benimle konuşmuyor.
Can you speak English?
- İngilizce konuşabiliyor musun?
Which language is spoken in the U.S.A.?
- ABD'de hangi diller konuşuluyor?
The policeman spoke to a man on the street.
- Polis bir adamla sokakta konuştu.
She tends to talk too much.
- Çok konuşmaya eğilimlidir.
I want to talk to your uncle.
- Amcanla konuşmak istiyorum.
Don't talk with your mouth full.
- Ağzın doluyken konuşma.
Do not talk with your mouth full.
- Ağzın doluyken konuşma.
You can speak out freely here.
- Sen burada özgürce konuşabilirsin.
You must speak out against injustice.
- Haksızlığa karşı yüksek sesle konuşmalısın.
Which language is spoken in the U.S.A.?
- ABD'de hangi diller konuşuluyor?
It isn't a surprise that English is the world's most spoken language.
- Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
May I speak to Pedro?
- Pedro ile konuşabilir miyim?
I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek.
- Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim.
Mr Wright speaks Japanese as if it were his mother tongue.
- Bay Wright, sanki onun ana diliymiş gibi Japonca konuşuyor.
In the tent we talked and talked.
- Çadırda sürekli konuştuk.
They talked during the movie.
- Film sırasında konuştular.
Who were you talking to?
- Kiminle konuşuyordun?
John was in such a hurry that he had no time for talking.
- John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
Frankly speaking, he is untrustworthy.
- Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.
Speaking English is not easy.
- İngilizce konuşmak kolay değildir.
In their discourse after dinner, they talked about politics.
- Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler.
I need someone with whom I can converse.
- Konuşabileceğim birine ihtiyacım var.
We conversed until late at night while eating cake and drinking tea.
- Biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk.