kontrolsüz

listen to the pronunciation of kontrolsüz
Türkçe - İngilizce
uncontrolled

An uncontrolled life leads to misery. - Kontrolsüz bir yaşam sefalete yol açar.

unrestrained
unbounded
unchecked
(Konuşma Dili) out of hand
lax
lawless
wanton
turbulent
unbridled
kontrol
check

What time do you start check-in? - Bagaj kontrolüne ne zaman başlarsınız?

He did a check on the quality. - O, bir kalite kontrol yaptı.

kontrol
control

Inflation is getting out of control. - Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.

Nobody can control us. - Hiç kimse bizi kontrol edemez.

kontrol
governance
kontrol
supervision
kontrol
countenance
kontrol
{i} rein
kontrol
grip

Tom got a grip on his emotions. - Tom duygularını kontrol altına aldı.

kontrol
command
kontrol
(Bilgisayar) control desk
kontrol
controlling

The pilot was having trouble controlling the aircraft. - Pilot, uçağı kontrol ederken zorluk yaşadı.

The police were controlling the crowd. - Polis kalabalığı kontrol ediyordu.

kontrol
disposal
kontrol
hand

Hand washing is one way to control bacteria. - El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.

Tom's right hand began to shake uncontrollably. - Tom'un sağ eli kontrol edilemez bir biçimde titremeye başladı.

kontrol
(Ticaret) working papers
kontrol
curb
kontrol
(Ticaret) audit
kontrol
composure
kontrol
metering
kontrol
(Ticaret) visitation
kontrol
direction
kontrol
rounds
kontrol
inspection

Korea received an inspection from the International Atomic Energy Agency. - Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından kontrol edilmiştir.

kontrol
superintendence
kontrol
checking

Why are you checking Mary's mailbox? - Neden Mary'nin posta kutusunu kontrol ediyorsun?

I'm checking options. - Seçenekleri kontrol ediyorum.

kontrol
{i} overhaul
kontrol
checkout
kontrol
{i} clutch
kontrol
pilot

The pilot is trying to restore communication with the control tower. - Pilot, kontrol kulesi ile olan iletişimi onarmaya çalışıyor.

The pilot is battling for the control of the aircraft. - Pilot, uçağın kontrolü için mücadele ediyor.

kontrol
helm
kontrol
diagnostic
kontrol
control of
kontrol
controling
kontrol
clutches
kontrol
examination
kontrol
checking, inspecting
kontrol
wire

The puppets are controlled by wires. - Kuklalar teller tarafından kontrol edilir.

kontrol
inspector
kontrol
control, check; inspection; command; composure
kontrol
(Hukuk) control, supervising
Türkçe - Türkçe

kontrolsüz teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

kontrol
Yoklama, arama
kontrol
Denetçi, kontrolör
kontrol
Bir işin doğru ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleme, denetim, denetleme
kontrol
Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma
kontrol
Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma: "Duygululuk olsa olsa akılla bağdaştığı, aklın kontrolünde kaldığı ölçüde bir değer taşır."- N. Cumalı
kontrolsüz