Öfkeyi kontrol etmek zordur.
- Anger is hard to control.
Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
- They formed a company to control it.
Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
- You used a condom for birth control, right?
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
- Some things in life are beyond our ability to control.
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
- Anger is hard to control.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Tom beni denetimde bıraktı.
- Tom left me in control.
Her şeyim denetim altında.
- I have everything under control.
Tom tried to control his breathing and remain calm.
- Tom versuchte, seinen Atem zu kontrollieren und ruhig zu bleiben.
He could not control his anger.
- Er konnte seine Wut nicht kontrollieren.
We'll check on it right now.
- Wir kontrollieren das jetzt gleich.