kontrol edilemez

listen to the pronunciation of kontrol edilemez
Türkçe - İngilizce
ungovernable
out of hand
out of control
unmanageable
unguidable
{s} uncontrollable

He has an uncontrollable temper. - Onun kontrol edilemez bir öfkesi vardır.

kontrol et
{f} check

We should check the spread of the disease. - Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again. - Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

kontrol et
check it out

I can't wait to check it out. - Onu kontrol etmek için sabırsızlanıyorum.

Tom wants you to check it out. - Tom bunu kontrol etmeni istiyor.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Anger is hard to control. - Öfkeyi kontrol etmek zordur.

Some things in life are beyond our ability to control. - Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

I have trouble controlling my emotions. - Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

I have trouble controlling my anger. - Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.

kontrol et
{f} controlled

Tom controlled everything. - Tom her şeyi kontrol etti.

Fadil controlled the drug trade in the area. - Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.

kontrol et
checked

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

Tom started the coffee brewing, then checked his email. - Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.

kontrol edilemez