kontrol eden

listen to the pronunciation of kontrol eden
Türkçe - İngilizce
controller
controlling
kontrol et
{f} check

Try to check the flow of water by turning the valve. - Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.

We should check the spread of the disease. - Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.

kontrol et
check it out

We'd better check it out. - Bunu kontrol etsek iyi olur.

Should I go check it out? - Onu kontrol etmeye gitmeli miyim?

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Try to control yourselves. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

Try to control yourself. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

I have trouble controlling my emotions. - Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

Would it be fair to say you have a problem controlling your anger? - Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?

kontrol et
{f} controlled

Fadil controlled the drug trade in the area. - Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.

Aliens controlled Earth's progress in secret. - Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.

kontrol et
checked

Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic. - Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

doğal kaynakları kontrol eden kuruluş
conservancy
konteyner kontrol unsuru; devam eden cezai teşebbüs
(Askeri) container control element; continuing criminal enterprise