kontrolünü

listen to the pronunciation of kontrolünü
Türkçe - İngilizce
commandeering
present participle of commandeer
kontrol
check

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again. - Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

kontrol
control

Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource. - Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.

Inflation is getting out of control. - Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.

kontrolünü kaybetmek
go off the deep end
kontrol
governance
kontrol
supervision
kontrol
countenance
kontrol
{i} rein
kontrol
grip

Tom got a grip on his emotions. - Tom duygularını kontrol altına aldı.

kontrol
command
kontrol
(Bilgisayar) control desk
kontrol
controlling

The pilot was having trouble controlling the aircraft. - Pilot, uçağı kontrol ederken zorluk yaşadı.

The police were controlling the crowd. - Polis kalabalığı kontrol ediyordu.

kontrol
disposal
kontrol
hand

The group of noisy boys was getting out of hand. - Gürültülü cocuklar kontrolden cıkıyordu.

Things got a little out of hand. - İşler biraz kontrolden çıktı.

kontrol
(Ticaret) working papers
kontrol
curb
kontrol
(Ticaret) audit
kontrol
composure
kontrol
metering
kontrol
(Ticaret) visitation
kontrol
direction
kontrol
rounds
kontrol
inspection

Korea received an inspection from the International Atomic Energy Agency. - Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından kontrol edilmiştir.

kontrol
superintendence
kontrol
checking

Why are you checking Mary's mailbox? - Neden Mary'nin posta kutusunu kontrol ediyorsun?

Tom is checking ID's. - Tom kimlikleri kontrol ediyor.

kontrol
{i} overhaul
kontrol
checkout
kontrol
{i} clutch
kontrol
pilot

The pilot is battling for the control of the aircraft. - Pilot, uçağın kontrolü için mücadele ediyor.

The pilot was struggling to control the plane. - Pilot uçağı kontrol etmek için mücadele ediyordu.

kontrol
helm
kontrol
diagnostic
kontrol
control of
kontrol
controling
kontrol
clutches
kontrol
examination
kontrol
checking, inspecting
kontrol
wire

The puppets are controlled by wires. - Kuklalar teller tarafından kontrol edilir.

kontrol
inspector
kontrol
control, check; inspection; command; composure
kontrol
(Hukuk) control, supervising
Türkçe - Türkçe

kontrolünü teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

kontrol
Yoklama, arama
kontrol
Denetçi, kontrolör
kontrol
Bir işin doğru ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleme, denetim, denetleme
kontrol
Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma
kontrol
Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma: "Duygululuk olsa olsa akılla bağdaştığı, aklın kontrolünde kaldığı ölçüde bir değer taşır."- N. Cumalı
kontrolünü