konferans

listen to the pronunciation of konferans
Türkçe - İngilizce
(Hukuk) conference

The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin. - Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.

She is working as a volunteer interpreter at the international conference. - Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.

lecture

Many students were present at the lecture. - Çok sayıda öğrenci konferansta hazır bulundu.

His lectures are very long. - Onun konferansları çok uzun.

(Bilgisayar) conferencing
reading
thinkin
(international) conference
{i} proceeding
public lecture
news conference
konferans vermek
lecture
konferans salonu
auditorium

Do the students sit in the auditorium? - Öğrenciler konferans salonunda mı oturuyor?

The auditorium is packed. - Konferans salonu hıncahınç dolu.

konferans kurmak
conference
konferans köprüsü
conference bridge
konferans merkezi
conference center
konferans odaları
conference rooms
konferans odası
(Bilgisayar) conference room
konferans veren kimse
lecturer
konferans yapmak
conference
konferans çağrısı
(Askeri,Bilgisayar) conference call
konferans verme
prelection
konferans bağlantısı
conference call
konferans düzenlemek
(Politika, Siyaset) hold the conference
konferans görüşme
conference calling
konferans hizmet programı
conferencing utility
konferans katılımcısı
(Politika, Siyaset) conferee
konferans salonu
lecture room/hall
konferans serisi
course of lectures
konferans süresi
(Bilgisayar) conference time
konferans vermek
to give a lecture
konferans vermek
to give a lecture, to lecture
konferans vermek
give a lecture
konferans vermek
prelect
konferans çevirmenliği
conference interpreting
konferans ışığı
(Bilgisayar) conference led
konferanslar
(Bilgisayar,Eğitim) conferences

They invite us to their conferences. - Onlar bizi konferanslarına davet ediyor.

I'm sick of conferences these days. - Bu günlerde konferanslardan bıktım.

konferanslar
lectures

Many of the students felt that the professor should have spent more time preparing his lectures. - Öğrencilerden çoğu profesörün konferanslarını hazırlarken daha fazla zaman harcaması gerektiğini hissettiler.

His lectures are very long. - Onun konferansları çok uzun.

kürsü (konferans, mahkeme)
stand
video konferans
(Bilgisayar) video conferencing
konferans salonu
lyceum
konferans salonu
conference room
dia gösterili konferans
slide lecture
güvenli konferans projesi; sistem değişikliği teklifi
(Askeri) secure conferencing project; system change proposal
hava limanı komutanı; Zırhlı Personel Taşıyıcı; önceden programlanmış konferans
(Askeri) aerial port commander; armored personnel carrier; assign preprogrammed conference list
hükümetler arası konferans
(Hukuk) intergovernmental conference (IGC)
seyahatle ilgili konferans
travelogue
slaytlı konferans
lantern slide lecture
telefon konferans yoluyla dinlemek
(Hukuk) hearing by telephone conference
video ile uzaktan konferans
(Askeri) video teleconference
video-konferans
(Hukuk) video-conference
video-konferans yoluyla dinlemek
(Hukuk) hearing by videoconference
üçlü konferans
(Hukuk) tripartite conference
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Fr. Dinleyicilere herhangi bir mevzu hakkında bilgi vermek gayesiyle yapılan konuşma
Milletlerarası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı: "Hatta milletlerarası konferanslara gazetelerde adı geçebilecek, yüksek seviyeli bir konuşucu mu yollarız."- F. R. Atay
Milletler arası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı
Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma
Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma: "Hiçbir konferansa zevkle gittiğimi hatırlamam."- O. V. Kanık
konferans