The commander refused to negotiate.
- Komutan müzakere etmeyi reddetti.
The commander said they would stay.
- Komutan kalacaklarını söyledi.
The commandant decided that everyone had to leave the ship.
- Komutan herkesin gemiyi terk etmek zorunda olduğuna karar verdi.
The general commanded them to move on.
- Komutan onların ilerlemelerini emretti.