They believed there was a plot.
- Onlar bir komplo olduğuna inanıyordu.
The assassination plot failed.
- Suikast komplosu başarısız oldu.
Tom said that he was aware of the ongoing conspiracy.
- Tom devam eden komplonun farkında olduğunu söyledi.
I think that Tom is a part of the conspiracy.
- Tom'un komplonun bir parçası olduğunu düşünüyorum.
She denied having taken part in the scheme.
- Komploya katıldığını inkar etti.
Tom schemed to destroy the project.
- Tom projeyi yok etmek için bir komplo düzenledi.
The moments conspired and brought us together.
- Anlar komplo kurdu ve bizi bir araya getirdi.
Fadil and Layla conspired to murder Rami.
- Fadıl ve Leyla, Rami'yi öldürmek için komplo kurdular.