She did the job with ease.
- İşi kolaylıkla yaptı.
He did the crossword with ease.
- O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.
She managed to get what she desired easily.
- Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
This device made it possible to turn sea-water into fresh water easily.
- Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
I'm amazed by the ease with which you solve the problem.
- Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım.
She did the job with ease.
- İşi kolaylıkla yaptı.
The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.
- Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.