Bugün ne pişirmek istiyorsun?
- Was willst du heute kochen?
Tabak çanak yemek pişirirken ya da yerken kullandığımız eşyalardır.
- Das Geschirr sind die Geräte und Gefäße, die man zum Kochen und Essen benutzt.
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
- I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
Su kaynamaya başlıyor.
- The water is beginning to boil.
Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.
- Chestnuts have to be boiled for at least fifteen minutes.
Tom su kaynatmayı bilmiyor.
- Tom doesn't know how to boil water.
Su kaynatman gerekebilir.
- You may need to boil water.
Bir yumurtayı kaynatmak yaklaşık on dakika sürer.
- It takes about ten minutes to boil an egg.
Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır.
- Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy.
His mother got up much earlier than usual and started cooking as early as 8am.
- Seine Mutter stand viel zeitiger auf als sonst und begann schon um acht mit dem Kochen.
Her mother was busy cooking the dinner.
- Ihre Mutter war damit beschäftigt, Abendessen zu kochen.
My wife likes to eat out and so she doesn't have to cook.
- Meine Frau isst gerne auswärts, dann muss sie nicht kochen.
I got my son to cook supper.
- Ich habe meinen Sohn überredet, das Abendessen zu kochen.