Tabak çanak yemek pişirirken ya da yerken kullandığımız eşyalardır.
- Das Geschirr sind die Geräte und Gefäße, die man zum Kochen und Essen benutzt.
Bugün ne pişirmek istiyorsun?
- Was willst du heute kochen?
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
- I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
Su kaynamaya başlıyor.
- The water is beginning to boil.
Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece.
- Under normal conditions, the boiling point of water is 100 degrees Celsius.
Tom su kaynatmayı bilmiyor.
- Tom doesn't know how to boil water.
Lütfen yumurtaları çok sert kaynatma.
- Please don't boil the eggs so hard.
Bir yumurtayı kaynatmak yaklaşık on dakika sürer.
- It takes about ten minutes to boil an egg.
Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır.
- Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy.
I helped my mother with the cooking.
- Ich habe meiner Mutter beim Kochen geholfen.
His mother got up much earlier than usual and started cooking as early as 8am.
- Seine Mutter stand viel zeitiger auf als sonst und begann schon um acht mit dem Kochen.
My wife likes to eat out, so she doesn't have to cook.
- Meine Frau geht gerne Essen damit sie nicht kochen muss.
She will have to cook for everyone.
- Sie wird für alle kochen müssen.