The elephant is an enormous creature.
- Fil kocaman bir yaratıktır.
She lives alone in a house of enormous dimensions.
- Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
- Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
This giant table occupies the entire room.
- Bu kocaman masa tüm odayı işgal ediyor.
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
- Hırsızlar güvenlik görevlileri tarafından fark edilmeden veya alarm sistemini harekete geçirmeksizin kocaman altın madeni paraları çaldılar.
The Web is a big junkyard.
- Web kocaman bir hurdalıktır.
Tom gave Mary a big smile.
- Tom, Mary'ye kocaman bir gülücük verdi.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
She owns a gigantic house.
- O, kocaman bir eve sahip.
Do you want to see something gross?
- Kocaman bir şey görmek istiyor musun?