It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
She hated her husband.
- O, kocasından nefret etti.
She lives alone in a house of enormous dimensions.
- Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
He has enormous fingers.
- Onun kocaman parmakları vardır.
This is the first time I've seen a strawberry this huge.
- Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
The lion opened its huge mouth and roared.
- Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
They pretend to be man and wife.
- Onlar karı kocaymış gibi davranıyorlar.
This man is not my husband.
- Bu adam benim kocam değil.
The universe is a large school.
- Evren kocaman bir okul.
The universe is a large school.
- Kainat kocaman bir okul.
A tiny spark may become a great flame.
- Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
What is that big building in front of us?
- Önümüzdeki bu koca bina nedir?
The cows looked big and docile.
- İnekler kocaman ve uysal görünüyordu.
That's an old wives' tale.
- Bu bir kocakarı masalı.
Mary complained about her husband again - the same old story.
- Mary kocası hakkında yine yakındı - aynı eski hikaye.
Mary's hubby is chubby.
- Mary'nin kocası tombul.
My hubby and I used to go mountain climbing together.
- Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
A widow is a woman whose spouse has died.
- Dul kocası ölmüş bir kadındır.