koca koca

listen to the pronunciation of koca koca
Türkçe - İngilizce

koca koca teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

koca
husband

It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!. - Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.

My last husband was really stupid. - Son kocam gerçekten aptaldı.

boynuzlu koca
cuckold
karı koca
husband and wife
karı koca
couple
koca göbekli
paunchy
koca göbekli
pot bellied
karı-koca
husband and wife
karı-koca
(Spor) husband-wife
koca
massive
koca
enormous

She lives alone in a house of enormous dimensions. - Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.

The elephant is an enormous creature. - Fil kocaman bir yaratıktır.

koca
huge

Seen from the sky, the river looked like a huge snake. - Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.

I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale. - Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.

koca
gargantuan
koca
man

They became man and wife. - Onlar karı koca oldu.

This man is not my husband. - Bu adam benim kocam değil.

koca
large

The universe is a large school. - Kainat kocaman bir okul.

The universe is a large school. - Evren kocaman bir okul.

koca
great

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

A tiny spark may become a great flame. - Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.

koca
aged
koca
big

What is that big building in front of us? - Önümüzdeki bu koca bina nedir?

The cows looked big and docile. - İnekler kocaman ve uysal görünüyordu.

koca
old

Mary complained about her husband again - the same old story. - Mary kocası hakkında yine yakındı - aynı eski hikaye.

Her husband asked her to throw that old hat away. - Onun kocası o eski şapkasını atmasını istedi.

koca ayak
big foot
koca burunlu
(Argo) honker
koca göbek
potbelly
koca göbek
paunch
koca göbek
pot
koca karı
crone
koca oğlan
bear
koca yemiş
(Botanik, Bitkibilim) arbutus
zengin koca avcısı
gold-digger
koca
spouse

A widow is a woman whose spouse has died. - Dul kocası ölmüş bir kadındır.

eş, koca
wife, husband
kara koca
black husbands
karısına karşı çok zâlim olan koca
The husband was very cruel to his wife
koca bebek
big baby
koca kafa
Big head
ev işlerini yapan koca
househusband
karı koca
man and wife
karı koca gibi yaşamak
shack up with
karı koca gibi yaşamak
to cohabit
karı koca hayatı
married life
koca
hubby

Mary's hubby is chubby. - Mary'nin kocası tombul.

My hubby and I used to go mountain climbing together. - Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.

koca
fellow
koca
old man
koca
feller
koca
the old man
koca
goodman
koca aldatmak
cheat one's husband
koca bulmak
find a hubby
koca bulmak
to find a husband
koca bulmak
hook a husband
koca bulmak
to find a hubby
koca dayağı
husband-to-wife violence
koca dayağı
wife beating
koca dayağı
husband violence
koca engerek
(Hayvan Bilim, Zooloji) macrovipera lebetina
koca engerek
(Hayvan Bilim, Zooloji) vipera lebetina
koca eziyeti
(Kanun) legal cruelty
koca gibi
husbandlike
koca göbek
paunch, potbelly, pot
koca göbeklilik
paunchiness
koca kafalı
megacephalic
koca kafalı
hobnailed
koca sesli
full mouthed
koca ve karı
(Kanun) baron and feme
koca zulmü
husband violence
koca öldürme
(Pisikoloji, Ruhbilim) mariticide
kılıbık koca
henpecked husband
kırk yıllık karı koca
(deyim) darby and joan
uyumlu karı-koca
best match
yeni zelanda koca papağanı
kea
zengin koca avcısı kadın
gold digger

My parents don't like my girlfriend. They say that she's a gold digger. - Ebeveynlerim kız arkadaşımı sevmiyor. Onlar onun bir zengin koca avcısı kadın olduğunu söylüyor.

Türkçe - Türkçe
Büyük büyük
Büyük, iri parçalı
kara koca
Saçı ağarmamış yaşlı kimse
karı koca
Birbirleriyle evlenmiş kadın ve erkek
koca
Bir kadının eşi, zevç: "Koca işinden çıktıktan sonra, borç boğazı aştı."- R. N. Güntekin
koca
Büyük, ulu
koca
Büyük, geniş: "Elinde koca bir paketle döndü."- M. Ş. Esendal
koca
Bir kadının eşi, zevç
koca
Yaşlı, ihtiyar
koca
Büyük, geniş
koca
Yüksek
koca
Kocaman, iri
koca bebek
Yaşından daha küçük davranışlar gösteren (kimse)
koca kuşluk
Öğleye yakın zaman
koca yemiş
Fundagillerden, 3-6 m yükseklikte, çiçekleri beyaz veya pembe, kışın yapraklarını dökmeyen, odunu sert olduğundan kolay işlenemeyen ve kömür yapımında kullanılan bir ağaççık (Arbutus uneda)
koca yemiş
Bu ağacın 1-2 cm çapında, kırmızı renkli meyvesi
koca koca