I am tired from running fast.
- Hızlı koşmaktan yoruldum.
You do not have to run fast.
- Hızlı koşmak zorunda değilsiniz.
I had to run to the station.
- Ben istasyona kadar koşmak zorunda kaldım.
I really had to run for it to catch the train.
- Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.
I'm not good at swimming any more than running.
- Yüzmede koşmaktan daha iyi değilim.
Running is good exercise.
- Koşmak iyi egzersizdir.
He goes running every morning.
- O her sabah koşmaya gider.
Don't run around in the room.
- Odanın etrafında koşma.
I don't know if I should stay or run.
- Kalmam ya da koşmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
She goes running every morning.
- O her sabah koşmaya gider.
Don't run around in the room.
- Odanın etrafında koşma.