Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
Ona bir kazak örmek için günler harcadı.
- She spent many days knitting a sweater for him.
O, ona doğum günü için bir kazak ördü.
- She knit him a sweater for his birthday.
O ona bir kazak ördü.
- She knit him a sweater.
Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.
- She put her knitting aside and stood up.
Kız kardeşim bu sabahtan beri örgü örüyor.
- My sister has been knitting since this morning.
Yaşlı kadın kaşlarını çattı.
- The old woman knitted her brows.
All those seedlings knitted into a kaleidoscopic border.
The witness knitted his testimony from contradictory pieces of hearsay.
The first generation knitted to order, the second still knits for its own use, the next leave knitting to industrial manufacturers.
The joint fight for survival knitted the men closely together.