His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
Betty is a pretty girl, isn't she?
- Betty güzel bir kızdır, değil mi?
The Joneses love their daughter.
- Joneslar kızlarını sever.
I'm Helen Cartwright's daughter.
- Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Why is this bird called a robin redbreast?
- Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
He looks like the yellow angry bird.
- O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
Tom has a lot female friends.
- Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
- Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
I miss my little sister.
- Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
The maid gave up her job.
- Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
The girls wore grass skirts and had flowers around their necks.
- Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.
These girls use white skirts.
- Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
I resent the way he treated me.
- Onun bana davranma şekline kızıyorum.
I want to marry a virgin girl.
- Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
- Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.