kittenish

listen to the pronunciation of kittenish
İngilizce - Türkçe
yavru kedi gibi
civelek
oyunbaz
{s} cilveli
{s} fingirdek
kitten
kedi yavrusu

Kedi yavrusuna jaguardiye seslendi. - She called the kitten Jaguar.

Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı? - Reporter: Did you buy her a kitten?

playful
oyuncu

Onlar çok oyuncuydular. - They were so playful.

Yaban gelincikleri oyuncu ve meraklıdırlar. - Ferrets are playful and curious.

kitten
yavru kedi

Yavru kedi uyumak istiyor. - The kitten wants to sleep.

Yavru kedi ağaçtan inemedi. - The kitten couldn't get down from the tree.

playful
{s} oynak

Onun oynak alayı onu harekete geçirdi. - Her playful teasing galvanized him into action.

kitten
{i} yavru kedi, enik, encik
playful
şaka olarak
playful
latifeci
playful
gülüp oynayan
playful
playfulnessşen oluş
playful
şakacı

Onlar çok şakacıydılar. - They were so playful.

playful
şen
playful
şuluk
playful
oyunculuk
kitten
(fiil) yavrulamak
kitten
civelek
kitten
{i} fingirdek kız

Günü internette fingirdek kız videoları izlemekle geçiriyor. - He spends the day watching kitten videos on the Internet.

kitten
encik
kitten
{f} yavrulamak
kitten
{i} tavşan yavrusu
kitten
oyuncu
kitten
yavrulamak kittenishkedi yavrusu gibi
kittenishly
kedi yavrusu gibi
playful
şakacı/neşeli
playful
şakacılık
playful
oynamayı seven
kittenish