These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
Is she reading a book? Yes, she is.
- O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.
There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.
Books are made out of paper.
- Kitaplar kağıttan yapılırlar.
For the time being I want to work at that bookstore.
- Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.
Were I free from work, I could read these books.
- İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
I'm now busy writing a book.
- Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
He's writing a book now.
- O şimdi bir kitap yazıyor.
Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
- Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
Was the book interesting?
- Kitap enteresan mıydı?