These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.
- Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
There are only books on the bookshelf.
- Kitaplıkta sadece kitaplar var.
Is she reading a book? Yes, she is.
- O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.
These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
Tom has written a very good paper on the production of rubber.
- Tom lastik üretimi üzerine çok iyi bir kitap yazdı.
Books are made out of paper.
- Kitaplar kağıttan yapılırlar.
Were I free from work, I could read these books.
- İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
This book counts among the best of his work.
- Bu kitap, onun çalışmalarının en iyileri arasında sayılır.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
She's also writing a book.
- O da bir kitap yazıyor.
I'm now busy writing a book.
- Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
- Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.