kitapçı

listen to the pronunciation of kitapçı
Türkçe - İngilizce
bookshop

This book is still in circulation and can be found in the bookshops. - Bu kitap hâlâ dolaşımda ve kitapçılarda bulunabilir.

I live close to an old bookshop. - Eski bir kitapçıya yakın yaşıyorum.

bookseller; bookshop, bookstore
bookstore

She goes to the bookstore once a week. - O, haftada bir kez kitapçıya gider.

You can get it at a bookstore. - Bir kitapçıdan alabilirsin.

bookseller

The bookseller reads a lot of books. - Kitapçı çok kitap okur.

You can't get this at any bookseller's. - Bunu herhangi kitapçıdan alamazsın.

(Konuşma Dili) bookstore
book store

It seems like the book store is also closing late. - Kitapçı da geç kapanıyor gibi görünüyor.

He has bought a book written in English in the book store. - O, kitapçıdaki İngilizce yazılmış bir kitabı satın aldı.

book seller
bookman
bibliopole
bookmaker
kitap
book

Some read books just to pass time. - Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.

Is she reading a book? Yes, she is. - O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.

kitapçı dükkânı
bookstore
kitap
(Hukuk) paper

Books are the paper memory of mankind. - Kitaplar insanlığın kağıt hafızasıdır.

Books are made out of paper. - Kitaplar kağıttan yapılırlar.

kitap
work

Were I free from work, I could read these books. - İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.

This book is one of the poet's best works. - Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.

kitap
volume

This book comes in two volumes. - Bu kitap iki cilt halinde geliyor.

kitap
writing

The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it. - Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .

I'm now busy writing a book. - Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.

kitap
the book

Was the book interesting? - Kitap enteresan mıydı?

Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf? - Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?

kitap
biblio
kitap
book up
kitapçılar
bookstores
gezici kitapçı
colporteur
Türkçe - Türkçe
Kitap bastırıp satan kimse
Kitap satan kimse
sahaf
Kitap
mecelle
kitap
Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü: "Ona son olarak rüya için kitaptaki tabiri aramanın abes olduğunu söylediğimi hatırlıyorum."- A. Ş. Hisar
kitap
Herhangi bir konuda yazılmış eser
kitap
Herhangi bir konuda yazılmış eser: "Acaba bir edebiyat kitabında hazır bir tarif bulamaz mıyız?"- F. R. Atay
kitap
Kutsal kitap
kitap
Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü