My father told me not to read a book in my bed.
- Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.
These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
This textbook is designed for beginners.
- Bu ders kitabı yeni başlayanlar için dizayn edilmiştir.
He was reading a textbook on American history.
- O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.
The paperback version is cheaper.
- Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.
Tom has written a very good paper on the production of rubber.
- Tom lastik üretimi üzerine çok iyi bir kitap yazdı.
Were I free from work, I could read these books.
- İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
For the time being I want to work at that bookstore.
- Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
He's writing a book now.
- O şimdi bir kitap yazıyor.
I'm now busy writing a book.
- Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
- Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
The manual they asked him to read was two inches thick.
- Okumasını istedikleri el kitabı iki inç kalınlığındaydı.
This manual is only available electronically. There is no printed version.
- Bu el kitabı yalnızca elektronik olarak mevcuttur. Basılı bir versiyonu yoktur.