Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.
- I read three kind of newspapers in order to keep abreast with the times.
Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of woman do you think I am?
Mary Bill'in kibarlığını doğal karşılıyor.
- Mary takes Bill's kindness for granted.
Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.
- I like him not because he is kind but because he is honest.
Aynı cinsten bir şey söylemedim.
- I said nothing of the kind.
Bu cins bir ağacı daha önce hiç görmedim.
- I've never seen that kind of tree before.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Ne tür müzik seversin?
- What kind of music do you like?
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
- He was kind enough to lend me some money.
Yaşlı adam çok nazik.
- The old man is very kind.
İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
- I'll never forget your kindness as long as I live.
Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.
- She was kind enough to give me good advice.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Daha önce bu tip bir şey gördüm.
- I've seen this kind of thing before.
Her tip kitabı okurum.
- I read all kinds of books.
Bana yerinizi vermeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to give me your seat.
Beni akşam yemeğine davet etmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to invite me to dinner.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Mary hoşlandığım kadın türüdür.
- Mary is the kind of woman I like.
Tom'un bestelediği müzik türünden hoşlanıyorum.
- I like the kind of music Tom composes.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.