Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.
- I read three kind of newspapers in order to keep abreast with the times.
Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
- Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
O, hiçbir şekilde kibar değil.
- He is by no means kind.
Mary Bill'in kibarlığını doğal karşılıyor.
- Mary takes Bill's kindness for granted.
Bu ne cins bir köpek?
- What kind of dog is this?
Bu cins bir ağacı daha önce hiç görmedim.
- I've never seen that kind of tree before.
Kaplan çok vahşi bir hayvan türüdür.
- A tiger is a very ferocious kind of animal.
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
- You said she was kind and so she is.
Korkutmamak için onunla nazik şekilde konuştum.
- I spoke to him kindly so as not to frighten him.
Ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır.
- I can't thank you enough for your kindness.
İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
- I'll never forget your kindness as long as I live.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Bana yardım etmen incelikti.
- It was kind of you to help me.
Beni akşam yemeğine davet etmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to invite me to dinner.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
- Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
Daha önce bu tip bir şey gördüm.
- I've seen this kind of thing before.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Tom Mary'ye ne tür müzikten hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of music she liked.
Tom Mary'ye ne tür filmlerden hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of movies she liked.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am much obliged to you for your kindness.
İyilik bu gezegene barış getirmenin tek yoludur.
- Kindness is the only way to bring peace to this planet.
Onlar komşularına hep iyilikte bulunurlar.
- They always extend kindness to their neighbors.
Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
- We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like to live in the same house as us.
Tom yorgun gibi, eve gitmek istiyor.
- Tom is kind of tired. He wants to go home.
Tom Mary'nin az çok sevimli olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks Mary is kind of cute.
Az çok gerçekten yabancı hissediyorum.
- I'm really feeling kind of strange.
Tom adeta tüyler ürpertici.
- Tom is kind of creepy.
Beni nazikçe istasyona götürdü.
- He kindly drove me to the station.
O nazikçe soruyu cevapladı.
- He kindly answered the question.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
O beni nezaketle eve götürdü.
- She kindly gave me a ride home.
Ucuz bir restoranda sıradan bir akşam yemeği yedik.
- We had a dinner of a kind at the cheap restaurant.
Şitaki bir çeşit mantardır.
- A shiitake is a kind of mushroom.
Lütfen emniyet kemerinizi takınız ve sigara içmekten uzak durunuz.
- Please fasten your seat belts, and kindly refrain from smoking.
Yemeğini bitirdikten sonra lütfen masayı temizle.
- Kindly clear the table after you finish your meal.
Kız atına kibarca davrandı.
- The girl treated her horse kindly.
Kibarca bana şehri gezdirdi.
- She kindly showed me around the city.
Ne çeşit adam olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of man do you think I am?
Ne çeşit bir insan olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of person do you think I am?
Anaokulu çocukları Tom ve arkadaşlarının yaptığından daha iyi hareket eder.
- Kindergarten children act better than Tom and his friends do.
Anaokulu çocukları parkta el ele yürüyordu.
- The kindergarten children were walking hand in hand in the park.
Atlet her türlü sporda yükseldi.
- The athlete excelled in all kinds of sports.
Her türlü insanla bağlantı kurar.
- He comes into contact with all kinds of people.
Aceleciliği ve sabırsızlığı hoş karşılamam.
- I don't take kindly to pushiness or impatience.
Bizim öğretmenimiz hem sert hem de yumuşak huyludur.
- Our teacher is at once stern and kindly.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.
That's the right answer, kind of.
I made some donations to the charity, not in money, but in kind, such as non-perishable food.
The pay is OK, but the real attraction is all the benefits in kind.
I kissed him, and he responded in kind and kissed me back.
Free guarana soda from 2pm on is just one of the many in-kind benefits for employees here.
Elmo looked upon his only granddaughter with kindliness, and often relented to her demands for chocolate.
A kindly old man sits on the park bench every afternoon feeding pigeons.
Kindly move your car out of the front yard.
Aunt Daisy didn't take it kindly when we forgot her anniversary.
All floor traders are of a kind and most burn out by their late thirties.
I thought he was kinda cute.
- I thought he was kind of cute.
... It's this thing we kind of brush under the carpet in ...
... is such a hunger for that kind of thing. ...