Bir kilometre bin metredir.
- There are a thousand meters in a kilometer.
Bir kilo ketçap, iki kilo domatese karşılık gelir.
- A kilo of ketchup is equivalent to two kilos of tomatoes.
Kocam hasta olduktan sonra 20 kilo kadar verdi ve şu anda pantolonu bol geliyor.
- Since my husband became sick he's lost as much as 20 kilograms and his pants are now baggy.
Onlar otobüsten indiler ve sıcak güneşte iki kilometre yürüdüler.
- They got out of the bus and walked two kilometres in the hot sun.
Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
- The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
How many kilos of apples do you want ? half a kilo please !.
She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
I've put on weight recently.
- Son zamanlarda kilo aldım.
Tom didn't want to put on weight.
- Tom kilo almak istemiyordu.
Since she doesn't want to put on any more weight, she doesn't eat cake.
- O daha fazla kilo almak istemediği için kek yemez.
Tom had to put on weight for the role.
- Tom rolü için kilo almak zoruna kaldı.
Tom didn't want to put on weight.
- Tom kilo almak istemiyordu.
Tom had to put on weight for the role.
- Tom rolü için kilo almak zoruna kaldı.
Tom didn't want to put on weight.
- Tom kilo almak istemiyordu.
Tom is on a diet because he's a little overweight.
- Tom, biraz kilo fazlası olduğu için diyet yapıyor.
This bag is 4 kilograms overweight.
- Bu çantanın dört kilo fazlası var.
Tom is looking for an easy way to lose weight.
- Tom kilo vermek için kolay bir yol arıyor.
I want to lose weight.
- Ben kilo vermek istiyorum.
I want to lose weight.
- Ben kilo vermek istiyorum.
In order to lose weight some people skip meals.
- Bazı insanlar kilo vermek için öğün atlarlar.