kibirlice

listen to the pronunciation of kibirlice
Türkçe - İngilizce
contemptuously
In a disrespectful or discourteous manner; condescendingly

The girl looked at Onisi contemptuously, then laughed jeeringly. He was then six years old and didn't know how to speak in English so he couldn't understand what she was saying but he sensed that it was derogatory.

In a contemptuous manner; with scorn or disdain; despitefully
In a contemptuous manner; condescendingly
disdainfully, abhorrently, scornfully
without respect; in a disdainful manner; "she spoke of him contemptuously"
without respect; in a disdainful manner; "she spoke of him contemptuously
kibirli
arrogant

Tom is an arrogant idiot. - Tom kibirli bir aptal.

That girl is arrogant because of her beauty. - Kız güzelliği nedeniyle kibirli.

kibirli
haughty

Don't be so haughty in your speaking. - Konuşmanda çok kibirli olma.

kibirli
conceited

I think Tom is conceited. - Tom'un kibirli olduğunu düşünüyorum.

Tom is really conceited, isn't he? - Tom gerçekten kibirli, değil mi?

kibirli
{s} proud

I don't like him because he is too proud. - Ondan hoşlanmadım çünkü çok kibirli.

Love is patient, love is kind. It does not envy, it does not boast, it is not proud. - Aşk sabırlıdır, aşk şefkatlidir. Kıskanmaz, övünmez, kibirli değildir.

kibirli
disdainful

Dan isn't an arrogant and disdainful guy. - Dan küstah ve kibirli bir adam değil.

kibirli
stuck up

Everybody I know thinks Tom is stuck up. - Tanıdığım herkes Tom'un kibirli olduğunu düşünüyor.

kibirli
holier than thou
kibirli
inflated
kibirli
bragger
kibirli
assumptive
kibirli
crowing
kibirli
patronising
kibirli
stiff-necked
kibirli
(Konuşma Dili) a swelled head
kibirli
cock-a-hoop
kibirli
hoity-toity
kibirli
sanctimonious
kibirli
distent
kibirli
boastful
kibirli
stuck-up

I think Tom is stuck-up. - Tom'un kibirli olduğunu düşünüyorum.

kibirli
high-flown
kibirli
bragging
kibirli
braggart
kibirli
dismissive

Don't you know that you're being dismissive? - Kibirli olduğunuzu bilmiyor musunuz?

kibirli
holier-than-thou
kibirli
conceit

Do people ever accuse you of being conceited? - İnsanlar seni hiç kibirli olmakla suçluyorlar mı?

Tom is really conceited, isn't he? - Tom gerçekten kibirli, değil mi?

kibirli
patronizing
kibirli
cocky

Tom was feeling pretty cocky. - Tom kendini oldukça kibirli hissediyordu.

kibirli
uppish
kibirli
vain

Do you think Tom is vain? - Sence Tom kibirli mi?

kibirli
stuffed shirt
kibirli
sniffy
kibirli
high and mighty
kibirli
self-opinionated
kibirli
upstage
kibirli
supercilious
kibirli
snotty
kibirli
cavalier
kibirli
stuffy
kibirli
conceited, haughty, arrogant, stuck-up, self-important, superior, supercilious
kibirli
overweening
kibirli
lordly
kibirli
high flown
kibirli
consequential
kibirli
haughty, arrogant
kibirli
stiff necked
kibirli
lofty
kibirli
assuming
kibirli
important
kibirli
bumptious
kibirli
pontifical
kibirli
hoity toity
kibirli
snooty
kibirli
hubristic
kibirli
{s} superior
kibirli
hoitytoity
kibirli
snot
kibirli
{s} uppity
kibirli
contemptuous
kibirli
holierthanthou
kibirli
snippy
kibirli
stuckup
kibirli
highflown
kibirli
as proud as lucifer
Türkçe - Türkçe

kibirlice teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Kibirli
gururlu
Kibirli
kasalak
kibirli
Kendini büyük gören, büyüklenen, gururlu: "Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın!"- H. E. Adıvar
kibirli
Kendini büyük gören, büyüklenen
kibirlice