ki ona

listen to the pronunciation of ki ona
Türkçe - İngilizce
which
who
that

Tom ran so fast that I couldn't catch him. - Tom o kadar hızlı koştu ki ona yetişemedim.

He ran so fast that I couldn't catch up with him. - O, o kadar hızlı koştu ki ona yetişemedim.

ki o
who
ki o
that

My father is so old that he can't work. - Babam o kadar yaşlıdır ki o çalışamaz.

My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room. - Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi.

ki o
which

Frustrated with the European languages, which he considered too boring, Christopher Columbus invented Columbian, a language so complicated that only he could speak it. - Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi.

Pride tends to develop into hubris, which is close kin to madness. - Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.

ki ona