Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.
- Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.
A connection between personality and blood type has not been scientifically proven.
- Kişilik ve kan grubu arasında bir bağlantı bilimsel olarak kanıtlanmadı.
Tom is quite a character.
- Tom tipik bir kişilik.
He is a man of character.
- O kişilikli bir insandır.
I don't like women without personalities.
- Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.
There was room for one person in the car.
- Arabada bir kişilik yer vardı.
I'd like to book a double room.
- İki kişilik bir oda ayırtmak istiyorum.
The only room available is a double.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
çift kişilikli olduğu için ne zaman ne yapacağını kestiremiyordum.
Charles Lindbergh made the first solo flight across the Atlantic Ocean in 1927.
- Charles Lindbergh, Atlantik Okyanusu'nda, 1927 yılında ilk tek kişilik uçuşunu yaptı.
I want a single room.
- Tek kişilik bir oda istiyorum.
I'd like to reserve a single room.
- Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
I want a single room if possible.
- Mümkünse tek kişilik bir oda istiyorum.
I'd like a single room.
- Tek kişilik bir oda istiyorum.
I'd like to reserve a single room.
- Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
Do you want a single room?
- Tek kişilik oda istiyor musunuz?
We'd like a double room with bath.
- Banyosu olan çift kişilik bir oda istiyoruz.
I'd like a double room.
- Çift kişilik bir oda rica ediyorum.