kesme

listen to the pronunciation of kesme
Türkçe - İngilizce
cutting

We explored all possible ways of cutting expenditures. - Biz harcamaları kesme hakkında tüm olası yollarını araştırdık.

She followed me into the kitchen and picked up a knife. She then started cutting vegetables. - O, mutfağa kadar beni takip etti ve bir bıçak aldı. Daha sonra sebzeleri kesmeye başladı.

interrupt

It is not polite to interrupt someone while he is talking. - Konuşurken birinin sözünü kesmek kibarlık değildir.

Don't interrupt me while I am talking. - Ben konuşurken sözümü kesme.

shutdown
open cut
cutoff
miter cut
killing
crossing
(Denizbilim) lysis
definite
stop

It was not until Kay received the doll that she stopped crying. - Kay oyuncak bebeği alana kadar ağlamayı kesmedi.

I told you to stop doing that. - Böyle yapmayı kesmeni söyledim sana.

(Mekanik) slitting
intersection
(Mekanik) flash piercing
(Mekanik) piercing
(Bilgisayar) sector
blanking
snipping
shears
(Havacılık) cut off

You should cut off your connections with that group. - O grupla bağlantıları kesmelisin.

What can I do? Chop those carrots. And try not to cut off your fingers. - Ne yapabilirim? O havuçları doğra. Ve parmaklarını kesmemeye çalış.

fixed
fixed (price)
scission
cutback
discontinuation
tin snips
curtailment
shearing
truncation
suppression
clip

Do you use fingernail clippers to cut your toenails? - Ayak tırnaklarını kesmek için tırnak makası kullanıyor musun?

section
interception
cut, faceted
cut

These two lines cut across each other at right angles. - Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

It's easy to cut cheese with a knife. - Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.

sector of a circle
cube-shaped
cin., television cut, change of scenes
cut-off
stoppage
cutting; shears; sector; chop; cut; definite, fixed
nip
shutoff
abscission
immolation
trim

I asked the butcher to trim all the fat off of the meat. - Kasaptan etteki tüm yağları kesmesini istedim.

incision
excision
chopping

I know why there are so many people who love chopping wood. In this activity one immediately sees the results. -- Albert EINSTEIN - Neden odun kesmekten büyük zevk alan bu kadar çok insan olduğunu biliyorum. Bu aktivitede sonuçları hemen anında görürsünüz. -- Albert EINSTEIN

I don't like chopping wood. - Odun kesmeyi sevmiyorum.

backspin
cutting in
amputation
cutting of
butchering
(Tıp) transection
(Tıp) sectio
resection
elipping
tomy
apostrophe

There's an apostrophe missing. It's and its are different. -- I know. It was a typing error. - Eksik bir kesme işareti var. It's veits farklıdır. -- Biliyorum. Bir yazım hatasıydı.

TDK has decided to abolish the use of apostrophe in names of institutions. - TDK kurum isimlerinde kesme işareti kullanımını kaldırma kararı aldı.

break

I'm afraid we must break off the discussion. - Ne yazık ki tartışmayı kesmek zorundayız.

trephination
(Nükleer Bilimler) shear
{i} clipping
kerf
{i} severance
kesmek
cut

Cheese is easy to cut with a knife. - Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır.

I need a pair of scissors to cut this paper. - Bu kağıdı kesmek için bir makasa ihtiyacım var.

kesmek
interrupt

I hate to interrupt you, but I need to say something. - Sözünü kesmekten nefret ediyorum fakat bir şey söylemeliyim.

Sorry, I didn't mean to interrupt you. - Üzgünüm, sözünüzü kesmek istemedim.

kesmek
{f} disconnect
kesmek
{f} hack
kesme makarna
vermicelli
kesme çiçek
cut flower
kesme akımı
breaking current
kesme alma
tweak
kesme açışı
(Jeoloji) cutting angle
kesme bitir
(Bilgisayar) break
kesme gücü
breaking capacity
kesme hızı
(Mekanik) cutting speed
kesme oranı
(Askeri,Otomotiv) cut off ratio
kesme talaş
(Mekanik) discontinuous chip
kesme taş
(İnşaat) ashlar
kesme taş
cut stone
kesme valfi
shut-off valve
kesme vuruş
(Spor) spin
kesme yağı
cutting oil
kesme yüzü
(Mekanik) cutting edge
kesme ırq
(Bilgisayar) interrupt
kesme şeker
(Gıda) cube sugar
kesme şeker
(Kimya) cube-sugar
kesme imi
cutting mark
kesme işi
cutting work
kesme aleti (direkt)
shear box
kesme almak
slang to pinch someone's cheek
kesme almak
to tweak
kesme açısı
angle of shear
kesme açısı
cutting angle
kesme ağzı
cutting edge
kesme bloku
cutoff block
kesme cam
crystal
kesme cereyanı
drop current
kesme dalgası
shear wave, transverse wave
kesme dayanıklılığı
shearing strenght
kesme deformasyonu
shear deformation
kesme derz
cut joint
kesme devresi
cutout
kesme etkisi
shearing action
kesme hatası
truncation error
kesme işareti gram
apostrophe
kesme kafası
cutting head
kesme kalıbı
cutting die
kesme kalıbı
punching die
kesme kaya
mass of shaly or sandy rock
kesme kipi
(Bilgisayar) cut mode
kesme kolu
(Havacılık) fire handle
kesme kondansatörü
blocking capacitor
kesme kurşun
slug
kesme kuvveti
shear force, shearing force
kesme makinesi
cutting machine, shearing machine
kesme makinesi
cutter
kesme modu
(Bilgisayar) interrupt mode
kesme modülü
shear modulus
kesme musluğu
stop cock
kesme presi
cutting press machine
kesme puanı
(Pisikoloji, Ruhbilim) cutoff score
kesme silindiri
cutting cylinder
kesme tahtası
chopping board
kesme takımı
cutting tool
kesme taş
face stone
kesme taş
hewn stone, ashlar
kesme taşı
(İnşaat) hewn stone
kesme testi
(Otomotiv) shear test
kesme torçu
(Askeri) cutting torch
kesme tuşu
break key
kesme türü
(Bilgisayar) interrupt type
kesme ucu
(Askeri) cutting tip
kesme voltajı
drop voltage
kesme vuruşu
(tenis) undercut
kesme vuruşu
slice
kesme vuruşu yapmak
slice
kesme vuruşu yapmak
(tenis) undercut
kesme yapı taşı
ashlar
kesme yükü
shear load
kesme çarkı
cutting wheel
kesme çarkı
(İnşaat) cutter disk
kesme çivi
cut spike
kesme çivi
(İnşaat) cut nail
kesme öngerilimi
cutoff bias
kesme/sn
(Bilgisayar) interrupts/sec
kenar kesme
edge trimming
kereste kesme yeri
lumber mill
kerestelik ağaç kesme
lumbering
kesmek
cut off

Many kiss the hand they wish to cut off. - Çoğu kesmek istedikleri öperler.

kesmek
cease
kesmek
fair
kesmek
{f} fell
kesmek
drop
kes
{f} hewed
kesmek
to cut; to chop, to hew; to clip; to cut sth off; to cut sth down, to cut down (on sth); to dock; to sever; to cut, to stop, to cease; to discontinue; to disconnect, to cut off; to turn sth out, to turn sth off; to block; to shut up, to cut, to cut sth ou
kesmek
intersect
kesmek
{f} abandon
kesmek
{f} slash
kesmek
{f} butcher
kesmek
lay off
kesmek
wrap up
kesmek
{f} slice
basit kesme
simple shear
derz kesme makinesi
(İnşaat) grooving machine
direkt kesme
direct shear
elle sözcük kesme
(Bilgisayar,Teknik) manual hyphenation
fatura kesme
(Ticaret) billing
hassas kesme
(Mekanik,Teknik) fineblanking
kes
plimsoll
kes
sneaker
kes
(Bilgisayar) kill

Please give me something to kill the pain. - Lütfen bana ağrı kesecek bir şey ver.

I thought for sure we'd be killed. - Kesinlikle öldürüleceğimizi düşündüm.

kesmek
put a stop to
kesmek
(deyim) cut across

These two lines cut across each other at right angles. - Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

kesmek
(Gıda) unmold
kesmek
(Dilbilim) chuck up
kesmek
eye up
kesmek
(deyim) leave off
kesmek
cut over
kesmek
impute
kesmek
cut in
kesmek
turn off
kesmek
remove
kesmek
turn something off
kesmek
sever
kesmek
turn
kesmek
(Konuşma Dili) call a halt
kesmek
turn out
kesmek
section
kesmek
call a halt to
kesmek
amputate

I had to amputate Tom's leg. - Tom'un bacağını kesmek zorunda kaldım.

kesmek
hewed
kesmek
ogle
kesmek
abridge
kesmek
(Askeri) shutdown
kesmek
get one's knife into
kesmek
hewn
kesmek
rip
kesmek
assuage
kesmek
interpel
kesmek
(Bilgisayar) cutoff
kesmek
turn something out
kesmek
cut something down
kesmek
block
kesmek
shut out
kesmek
cut down

After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake. - Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.

They want to cut down the forest to build a hotel and a shopping mall. - Onlar bir otel ve bir alışveriş merkezi inşa etmek için ormanı kesmek istiyor.

kesmek
chop up
kesmek
shorn
kesmek
suspend
kesmek
intercept
kesmek
barge
kesmek
cut something off
mermer kesme
marble cutting
metal kesme
metal-cutting
metal-kesme
metal-cutting
oksijen kesme
(Askeri) oxygen cutting
testere ile kesme
sawing
top kesme
(Spor) rejection
İngilizce - İngilizce

kesme teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

kes
the kestrel
Kes
kes
kes
Uncut hair, one of the five physical symbols that a Khalsa Sikh must have It is a symbol of spirituality
kes
The ISO 4217 currency code for the Kenyan Shilling
kes
Unshorn Hair
Türkçe - Türkçe
Kesme işareti
Kesin, değişmez, maktu
Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan
Enli ok
Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan: "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat."- R. H. Karay
İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum
Lokum
Teneke, sac gibi şeyleri kesmek için kullanılan makas
Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)
Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi
Kesmek işi
Lokum. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi. İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum
Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat
(Osmanlı Dönemi) AZB
kiru
kiri
(Osmanlı Dönemi) İHAKE
kat
(Osmanlı Dönemi) TESBİL
kesme imi
Kesme işareti
kesme işareti
Özel adlara getirilen ekleri, iki sözün birleşmesi sırasında ortaya çıkan ses düşmesini veya bazı yabancı sözlerin kesintili okunacağını belirtmek için kullanılan ( ' ) işaretinin adı, apostrof
kesme kaya
Baskı altında kalarak sertleşmiş toprak
kesme taş
Yola dizilmek amacıyla veya bir yapı için biçimlendirilmiş taş
kesme şeker
Çay, kahve vb. içecekleri tatlandırmak amacıyla kullanılan, kalıba dökülüp çeşitli biçimler verilerek kesilmiş şeker
kesmek
Susmak
KES
(Osmanlı Dönemi) f. İnsan. Kişi
Kesme şeker
küp şeker
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) MENN
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) SALM
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) KEMŞ
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) CEZF
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) KALM
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) SALMA'
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) TEBTİT
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) FARS
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) HIDK
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) HEBR
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) CEZM
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) TEFSA'
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) KASL
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) CEZR
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) CEVB
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) KAZ'
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) KASM
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) FELY
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) TAHZİM
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) HİŞAM
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) METR
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) ŞERŞERE
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) FATM
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) ADB
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) FEKK
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) HAFF
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) KESF
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) TA'TİL
Kesmek
kırkmak
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) TAKZİB
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) ŞATBE
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) TERR
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) İFRA'
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) GASN
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) FELH
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) KAVB
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) TARR
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) CEDD
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) HESM
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) BELT
Kesmek
(Osmanlı Dönemi) KISMAL
YOL KESME
(Hukuk) Yollarda gizlenerek veya bekleyerek,gelen geçenleri bir malın teslim veya o malın kendi tarafındaan alımına karşı susmaya zorunlu tutmak
kes
Genellikle yakmak için kullanılan iri saman
kes
Kapalı jimnastik ayakkabısı
kes
Yakmak için kullanılan iri saman
kes
Hayvanların yemeyip bıraktıkları iri saman
kes
Yonca samanı
kes
Dövülerek saman yapılan ot
kes
Ayak bileklerini de içine alan kapalı jimnastik ayakkabısı
kes
Samanın irisi
kes
Fiğ ve otlardan yapılan saman
kes
Jimnastik ayakkabısı
kes
Dikenlerden yapılan hayvan yemi
kesmek
çok etkili olmak
kesmek
Ucunu almak
kesmek
Ameliyatla almak
kesmek
Destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
kesmek
Bıçak, makas gibi bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
kesmek
Kısaltmak
kesmek
Yazıyı, filmi kısaltmak
kesmek
Basmak
kesmek
Düzgün parçalara ayırmak
kesmek
Ara veya son vermek
kesmek
Azaltmak, güçleştirmek. İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
kesmek
Son vermek, gidermek
kesmek
Durdurmak
kesmek
Oyuncuyu takım kadrosuna almamak
kesmek
Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek
kesmek
Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
kesmek
Azaltmak, güçleştirmek
kesmek
Geçişi önlemek
kesmek
Ara vermek: "Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler."- M. Ş. Esendal
kesmek
Akımı durdurmak: "Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş."- S. F. Abasıyanık
kesmek
Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
kesmek
Hasta organı ameliyatla almak
kesmek
Gidermek
kesmek
Kesici bir araçla yaralamak: "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?"- R. N. Güntekin
kesmek
Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
kesmek
Alıkoyup vermemek
kesmek
Kesici bir araçla yaralamak
kesmek
Bölmek, ayırmak
kesmek
Rüzgâr, soğuk vb
kesmek
Birini yermek, kötülemek
kesmek
Para basmak
kesmek
Uydurmak, yalan söylemek
kesmek
Belirtmek, kararlaştırmak
kesmek
Dibinden ayırmak
kesmek
Başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
kesme