kesilmesi

listen to the pronunciation of kesilmesi
Türkçe - İngilizce
discontinuation
{n} a breaking off, breach, separation, want of union of parts
Inconvenient; troublesome; incommodious
Disadvantage; inconvenience
To discommode
To deprive of commonable quality, as lands, by inclosing or appropriating
the act of discontinuing or breaking off; an interruption (temporary or permanent)
Deserving, disapprobation or blame
To put inconvenience; to incommode; to trouble
{i} pause, interruption, cessation
Breach or interruption of continuity; separation of parts in a connected series; discontinuance
To deprive of privileges
A lack of common possessions
Blame; censure; reproach
To deprive of a commission or trust
One who discommends; a dispraiser
To deprive of the right of common
To expose to censure or ill favor; to put out of the good graces of any one
ilişkilerin kesilmesi
rupture
kes
{f} hewed
adet kesilmesi
(Fizyoloji,Tıp) menopause
elektrik kesilmesi
power outage
elektrik kesilmesi
power blackout
kes
plimsoll
kes
sneaker
kes
(Bilgisayar) kill

I need some medicine to kill the pain. - Ağrıyı kesmek için biraz ilaca ihtiyacım var.

Can you give me something to kill the pain? - Bana ağrıyı kesecek bir şey verebilir misin?

servis kesilmesi
(Bilgisayar) outage
sigara ucunun kesilmesi
cut-off
kes
cut down

I saw him cut down a tree. - Onun bir ağacı kestiğini gördüm.

After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake. - Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.

kes
truncate
kes
cut in

Don't cut in while we're talking. - Biz konuşuyorken kesme.

While I was talking on the telephone with John, the operator cut in. - Ben John ile telefonda konuşurken, operatör kesti.

kes
hew
kes
{f} hack

Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete. - Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.

I cut myself with a hacksaw. - Bir demir testeresi ile kendim kestim.

kes
cutoff
kes
{f} cut

The scissors won't cut anything. - Makas bir şey kesmez.

Are you going to cut down all the trees here? - Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?

kes
{f} cutting

Banks are cutting lending to industrial borrowers. - Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.

Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors? - Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?

kes
{f} hewn
kes
cut the cackle
kes
cut off

We were cut off while talking on the telephone. - Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.

You should cut off your connections with that group. - O grupla bağlantıları kesmelisin.

kes
{f} excise
kes
{f} shear
kes
{f} knife

It's easy to cut cheese with a knife. - Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.

The tip of the knife is sharp. - Bıçağın ucu keskindir.

kes
{f} rip
kes
{f} shorn
kes
break

Stop, you're breaking my heart. - Kes, kalbimi kırıyorsun.

I resolved to break up with her cleanly. - Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.

kes
amputate

I had to amputate Tom's leg. - Tom'un bacağını kesmek zorunda kaldım.

Tom had one of his legs amputated. - Tom bacaklarından birini kestirdi.

kes
curtail
sesin kesilmesi
the cessation of sound
ana sütünün kesilmesi
delactation
ağrının kesilmesi
analgesia
bağlantı kesilmesi
disengagement
elektrik kesilmesi
power failure
girdi/çıktı kesilmesi
input/output interrupt
görüntü kesilmesi
vision break
ilişkinin kesilmesi
disengagement
kes
gym boot, sneaker
kes
less of that
kes
cut it out!
kes
have done

What you have done is absolutely inexcusable. - Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.

Stop acting like this Tom! I'm tired of this nonsense! Just have done with it already! - Böyle davranmayı kes Tom! Bıktım bu saçmalıktan! Bırak bu işleri artık!

kes
dry up
kes
basketball shoe, (high-topped) sneaker
kes
cut#off
kes
exscind
kes
lance
kes
trephine
kes
shutt#off
kes
slit

Tom slit open the envelope. - Tom zarfı keserek açtı.

Tom slit his own throat. - Tom kendi boğazını kesti.

kes
trepan
kes
shutt off
kes
gash
kes
cut it out

You're not a child anymore so cut it out! - Artık bir çocuk değilsin bu yüzden kes artık.

kes
heckle
kes
resect
makine kesilmesi
machine interruption
nefes kesilmesi
asphyxia
rüzgârın kesilmesi
calm
uzvun kesilmesi
amputation
yayının kesilmesi
blackout
İngilizce - İngilizce

kesilmesi teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

kes
the kestrel
Kes
kes
kes
Uncut hair, one of the five physical symbols that a Khalsa Sikh must have It is a symbol of spirituality
kes
The ISO 4217 currency code for the Kenyan Shilling
kes
Unshorn Hair
kesilmesi