kendileri

listen to the pronunciation of kendileri
Türkçe - İngilizce
she

People devised shelters in order to protect themselves. - İnsanlar kendilerini korumak için sığınaklar tasarladı.

When she began to stutter, her classmates couldn't help laughing. - O kekelemeye başladığında sınıf arkadaşları gülmekten kendilerini alamadılar.

he
they

In 1847, they declared themselves independent. - 1847 yılında, onlar kendilerini bağımsız ilan ettiler.

People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves. - İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.

1. themselves. 2. he; she
a) themselves b) they c) he, she
themselves

Young people adapt themselves to something sooner than old people. - Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.

In 1847, they declared themselves independent. - 1847 yılında, onlar kendilerini bağımsız ilan ettiler.

kendi
own

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain. - Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.

kendi
self

Tom doesn't seem to have any self-confidence. - Tom kendine güveni var gibi görünmüyor.

The man pleaded self-defence. - Adam kendini savunmak için yalvardı.

kendi
respective

Tom and Mary spoke in their respective languages. - Tom ve Mary kendi dillerinde konuştu.

Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders. - Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.

kendi
oneself

It's very difficult to know oneself. - Kendini bilmek çok zordur.

The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself. - Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.

kendi
herself

Yumi went there by herself. - Yumi oraya kendi gitti.

She soon adjusted herself to village life. - Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.

kendi
himself

He said NO to himself. He said YES aloud. - Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.

He said NO to himself. He said YES aloud. - O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.

kendi
its

The candle went out by itself. - Mum kendiliğinden söndü.

America fancies itself the world's freest nation. - Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.

kendi
of one's own
kendi
itself

The candle went out by itself. - Mum kendiliğinden söndü.

No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself. - Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.

kendi
auto

It happens automatically. - Bu kendiliğinden olur.

After the concert, Tom signed autographs. - Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.

kendi
him

He said NO to himself. He said YES aloud. - Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.

He taught himself French. - Kendisine Fransızca öğretti.

kendi
{s} simple

Why? That was the simple question everyone was asking themselves. - Neden? O herkesin kendine sorduğu basit soruydu.

First of all, please do a simple self-introduction. - Her şeyden önce, lütfen basit bir kendini tanıtım yap.

kendi
auto-
kendi
personally
kendi
her

I showed her my room. - Ona kendi odamı gösterdim.

She said NO to herself. She said YES aloud. - Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.

kendi
several

Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer. - Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.

John helped himself to several pieces of pie without asking. - John sormadan birkaç adet pastayı kendisi aldı.

Kendi
my own

I saw it with my own eyes. - Onu kendi gözlerimle gördüm.

If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands. - Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.

kendi
he; she
kendi
his own
kendi
to own

I hope to own my own house someday. - Bir gün kendi evime sahip olmayı umuyorum.

kendi
pwn
kendi
one's own
kendi
self; own; in person
kendi
self, oneself
kendi
eigen
kendi
he
İngilizce - İngilizce

kendileri teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

kendi
A container of Asian derivation, usually handleless, used to hold liquid with a broad opening on top for inserting liquid and usually only one spout for pouring
Türkçe - Türkçe

kendileri teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

kendi
Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirtir: "Kendi yapacağı işi bırakır, âleme öğüt vermeye kalkar."- B. Felek. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılır
kendi
Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatır
kendi
İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarar: "Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi."- R. E. Ünaydın
kendi
Kişisel: "Bizim için ölüm, yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir."- A. Ş. Hisar
kendi
İyelik eki almış bulunan isimlerden önce eksiz olarak iyelik düşüncesini pekiştirir, kişisel
kendi
Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirtir
kendi
"Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılır
kendi
İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarar