kenar teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- side
He was standing at the side of the road.
- Yolun kenarında duruyordu.
The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.
- Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir.
- border
Put a blue border around this picture.
- Bu resmin etrafına mavi bir kenar süsü koyun.
The Norwegian flag has a dark blue Nordic cross with white border on a red background, and it is from 1821.
- Norveç bayrağında kırmızı zemin üzerinde beyaz kenarlıklı koyu mavi Nordik haç vardır ve 1821 yılından kalmadır.
- edge
Tom was sitting on the edge of the desk playing his ukulele.
- Tom ukelelesini çalarak masanın kenarında oturuyordu.
Tom nearly had a heart attack when he saw Mary standing on the edge of the roof.
- Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.
- hem
- rim
- fringe
- lip
- (Otomotiv) periphery
- (Madencilik) marginal
- cutting
- nook
- (İnşaat) jamb
- selvage
- outskirts
She lives on the outskirts of the city.
- O, şehrin kenar mahallelerinde yaşamaktadır.
Tom lives on the outskirts of town.
- Tom şehrin kenar mahallelerinde yaşıyor.
- limit
I was pulled over by a policeman for going thirty kilometers over the speed limit.
- Hız limitinin otuz kilometre üzerinde gittiğim için bir polis tarafındn kenara çekildim.
Tom was going 50 over the speed limit when the police pulled him over.
- Polis onu yolun kenarına çektiği zaman hız limitinin üzerinde 50 ile gidiyordu.
- selvedge
- edging
Please let us know the prices and earliest delivery of your Steel Landscape Edgings #STL3456.
- Lütfen bize Çelik Peyzaj Kenar taşları # STL3456'ın fiyat ve en erken teslimini bildirin.
- front
- (Askeri) corner of edge of a sail
- contour
- shore
- bezel
- extreme
- (Askeri) coast
Paul's family spends the summer at the coast every year.
- Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.
- corner
The soldiers cornered Tom at the edge of a high cliff.
- Askerler yüksek bir uçurumun kenarında Tom'u köşeye sıkıştırdılar.
There is a table in the corner of the room.
- Odanın kenarında bir masa var.
- brink
- edge; brink; margin; border; hem
- verge
- skirting
- edge; side; corner, nook; (kap) brim; (kumaş) selvage, selvedge; (giysi) hem; (göl, ırmak) bank, margin; (deniz) shore; (uçurum) brink; (bilardo masası) cushion
- wheal
- flange
- isolated spot, place away from it all
- skirt
- brim
- isolated (place)
- wale
- margin
He wrote his comments in the margin of the composition.
- O yorumlarını kompozisyonun kenar boşluğuna yazdı.
- brow
- marge
- wall
- aback
- bank
Two frogs are sitting on the bank, when it starts to rain. One of them says, Quick, get in the water so we don't get wet.
- İki kurbağa dere kenarında otururken yağmur yağmaya başlar. Kurbağalardan biri diğerine şöyle der: Çabuk suya gir, yoksa ıslanacağız.
- surround
- (Tıp) labium
- (Tıp) labrum
- strand
- cushion
- kenar mahalle
- suburb
He lives in a suburb, in a quiet suburb.
- O bir kenar mahallede yaşıyor, sessiz bir kenar mahallede.
- kenar süsü
- border
Put a blue border around this picture.
- Bu resmin etrafına mavi bir kenar süsü koyun.
- kenar çizgisi
- base line
- kenar ayak
- (İnşaat) anta
- kenar ayak
- (İnşaat) abutment
- kenar açısı
- (Mekanik) lip angle
- kenar boşluğu
- (Bilgisayar) margins
- kenar bükme
- (Mekanik,Teknik) flanging
- kenar düzleme
- edging
- kenar geçirmek
- edge
- kenar kesici
- (Havacılık) trimmer
- kenar kesme
- edge trimming
- kenar kirişi
- (İnşaat) edge beam
- kenar mahalle
- outskirts
- kenar profili
- edging
- kenar suyu
- edging
- kenar süsü
- binding
- kenar süsü
- (Teknik,Tekstil) hemstitch
- kenar süsü
- terminal
- kenar takmak
- fringe
- kenar taşması
- (Bilgisayar) bleeds
- kenar taşı
- (İnşaat) kerb stone
- kenar yapma
- edging
- kenar çekmek
- hem
- kenar çizgili
- (Bilgisayar) edge
- kenar örneği
- (Bilgisayar) margin sample
- kenar şeridi
- (Teknik,Tekstil) welt
- kenar çubuğu
- (Bilgisayar) Sidebar
- kenar aleti
- edge tool
- kenar açıcı
- selvedge spreader
- kenar bandı
- sideband
- kenar baskısı
- selvedge printing
- kenar baskısı hem
- (of a garment or cloth covering)
- kenar bezi
- (Tekstil) selvedge cloth
- kenar bloğu
- (Spor) offside block
- kenar damar
- (Botanik, Bitkibilim) marginal nervure
- kenar danteli
- purl
- kenar deniz
- (Coğrafya) marginal sea
- kenar devre
- side circuit
- kenar dikişi
- (Tekstil) overedge stitch
- kenar dikişi
- hemstitch
- kenar dikişi
- (Tekstil) edgestitch
- kenar dikişi
- (Tekstil) seam margin
- kenar düzeltme
- edging
- kenar etkisi
- edge effect
- kenar farolu
- edge protection
- kenar geçirmek
- rim
- kenar ipi
- (Tekstil) selvedge rope
- kenar izolesi
- (İnşaat) partition between plate ends
- kenar işlemesi
- hem stitch
- kenar kesici
- selvedge cutter
- kenar kiriş
- wall-girder
- kenar kirişi
- border beam
- kenar kılavuzu
- selvedge guide
- kenar kıvrımı
- edgefold
- kenar kıvrımı
- hem
- kenar kıvırma
- flanging
- kenar mahalle
- rookery
- kenar mahalle
- slum
- kenar mahalle
- slum, outskirts
- kenar mahalle
- skirt
- kenar mahalle
- slums
- kenar mahalle poor neighborhood
- on the outskirts of a city
- kenar mahalleler
- outskirts
Tom lives on the outskirts of town.
- Tom şehrin kenar mahallelerinde yaşıyor.
She lives on the outskirts of the city.
- O, şehrin kenar mahallelerinde yaşamaktadır.
- kenar mahalleler
- suburbia
- kenar mahallelerde oturanlar
- suburbia
- kenar mahalleli
- suburban
- kenar mahalleli kimse
- suburbanite
- kenar mahalleli kimse
- suburban
- kenar malası
- edger
- kenar ortay
- median line
- kenar payı
- margin
- kenar payı
- feathered edge
- kenar payı bırakmak
- marginate
- kenar pürüzü
- burr
- kenar rendesi
- edge plane
- kenar seç
- (Bilgisayar) select a side
- kenar simgesi
- (Dilbilim) boundary symbol
- kenar süsü
- edging
- kenar süsü
- purfling
- kenar süsü
- fret, hemstitch
- kenar takmak
- flange
- kenar tonu
- (Askeri) side tone
- kenar uyumu
- edge matching
- kenar yapmak
- edge
- kenar yapmak
- to edge
- kenar yapmak
- margin
- kenar yazısı
- 1. marginal note. 2. legend (on a coin)
- kenar çekmek
- to hem, border, edge
- kenar çizgisi
- sideline
- kenar çıkığı
- (İnşaat) edge dislocation
- kenar çıtası
- (Otomotiv) corner moulding
- kenar şeridi
- edging
- kenar şerit
- (Tekstil) galoon
- kenar şevi
- (Jeoloji) end wall
- keskin kenar
- edge
- keskin kenar
- straight edge
- kesici kenar
- cutting edge
- keskin kenar
- cutting edge
- cep kenar şeridi
- (Tekstil) pocket welt
- düz kenar
- (İnşaat) straight edge
- uzun kenar
- long side
- uzun kenar
- (Bilgisayar) long edge
- eş kenar
- co-edge
- kenarlar
- edges
- kenarlar
- sides
One of the sides of the box is transparent.
- Kutu kenarlarının biri saydamdır.
- kenarlar
- borders
- paralel kenar
- parallelogram
- akdeniz-tipi kenar
- (Jeoloji) mediterranean-type margin
- aktif kenar
- (Jeoloji) active margin
- arka kenar
- trailing edge
- bastırılmış kenar
- hem
- beyaz kenar
- white line
- boncuklu kenar süsü
- beading
- boncuklu kenar süsü yapmak
- bead
- en uzun kenar
- (Bilgisayar) longest side
- esas kenar
- working edge
- harita kenar bilgileri
- (Askeri) marginal information
- iç kenar
- inner edge
- kaldırım kenar taşı
- kerb stone
- kaldırım kenar taşı
- kerb
- koruyucu kenar
- (Jeoloji) conservative margin
- kutu kenar boşluğu
- (Bilgisayar) box margins
- kâğıt makinesinde kenar
- deckle
- kıç kenar korkuluğu
- (Askeri) stern pulpit
- mermer kenar çubuğu
- (Bilgisayar) marble sidebar
- okul kenar çubuğu
- (Bilgisayar) school sidebar
- rıhtım kenar
- quay border
- serbest kenar
- free edge
- seyahat kenar çubuğu
- (Bilgisayar) voyage sidebar
- sismik olmayan kenar
- (Jeoloji) aseismic margin
- sivri kenar
- arris
- sonbahar kenar çubuğu
- (Bilgisayar) fall sidebar
- süslü kenar
- purfling
- tek kenar bantlı gizli taşıyıcı
- (Askeri) single sideband-suppressed carrier
- web kenar çubukları
- (Bilgisayar) web sidebars
- web kenar çubuğu
- (Bilgisayar) web sidebar
- yanal kenar
- lateral edge
- yelkenli kenar parmaklığı
- pulpit
- yerli kenar süslemesi
- indian beadwork
- yıkıcı kenar
- (Jeoloji) destructive margin
- çıkarma destek taburu; alçak kenar bant
- (Askeri) landing support battalion; lower sideband
- önce uzun kenar
- (Bilgisayar) long edge first