The bones remained frozen in the ice.
- Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
It was a cat starved to skin and bones.
- Bir deri bir kemik açlıktan ölmüş bir kediydi.
My cousin suffers from osteoporosis.
- Kuzenim kemik erimesinden muzdarip.
Mary suffers from osteoporosis.
- Mary kemik erimesinden acı çekiyor.