kelepçelenmek

listen to the pronunciation of kelepçelenmek
Türkçe - İngilizce
to be handcuffed
kelepçele
handcuffs

Sami was led out of the courtroom in handcuffs. - Sami, kelepçelerle mahkeme salonundan çıkarıldı.

Sami took off Layla's handcuffs. - Sami, Leyla'nın kelepçelerini çıkardı.

kelepçele
shackle
Türkçe - Türkçe
Kelepçeleme işi yapılmak
kelepçelenme
Kelepçelenmek işi
kelepçelenmek