keep up with the times

listen to the pronunciation of keep up with the times
İngilizce - Türkçe
çağa ayak uydurmak
zamana uymak
çağın gerisinde kalmamak
keep up with
-e ayak uydurmak
keep up with
ayak uydurmak

Sana ayak uydurmak zor. - It's hard to keep up with you.

Zamana ayak uydurmak için gazeteler okurum. - I read newspapers in order to keep up with the times.

keep up with
iletişim sağlamak
keep up with
hızına yetişmek
keep up with
ile aşık atmak
keep up with
ile aynı hızda gitmek
keep up with
-i takip etmek
keep up with
ile aynı tempoda gitmek
keep up with
aynı düzeyde kalmak
keep up with
izleyerek bilgi sahibi olmak
keep up with
ile yarışmak
keep up with
ayak uydurmak (zamana)
keep up with
ayak uydurmak (çağa/zamana)
keep up with
takip etmek
keep up with
yetişmek

Diğer öğrencilere yetişmek için çalışmak zorundaydım. - I had to study hard to keep up with the other students.

Onlara yetişmek için yeterince hızlı koşamadım. - I couldn't run fast enough to keep up with them.

keep up with
geri kalma

Ondan geri kalmamak için çok çalışmalıyım. - I must study hard in order to keep up with him.

keep up with
İletişim sağlamak
keep up with
-den geri kalmamak
keep up with
-i takip etmek, -i izleyerek bilgi sahibi olmak
keep up with
keep up with the times çağın gerisinde kalmamak, çağa ayak uydurmak
keep up with
ile aynı hızda/tempoda gitmek, -e ayak uydurmak
keep up with
aşık atmak
keep up with
(çağa/zamana) ayak uydurmak
to keep up with the times
çağın gerisinde kalmamak
to keep up with the times
zamana uymak
to keep up with the times
çağa ayak uydurmak
İngilizce - İngilizce
keep pace with what is happening in one's day and age
keep up with
To manage to follow an argument, a discussion, etc
keep up with
To manage to remain up to date with trends, fashions, etc
keep up with
To manage to remain beside or just behind someone or something that is moving away from one
keep up with the times

    Türkçe nasıl söylenir

    kip ʌp wîdh dhi taymz

    Telaffuz

    /ˈkēp ˈəp wəᴛʜ ᴛʜē ˈtīmz/ /ˈkiːp ˈʌp wɪð ðiː ˈtaɪmz/