keep up with

listen to the pronunciation of keep up with
İngilizce - Türkçe
-e ayak uydurmak
ayak uydurmak

Tom Joneses'lara ayak uydurmaktan bıktığını söylüyor. - Tom says he's tired of trying to keep up with the Joneses.

Zamana ayak uydurmak için kitaplar ve dergiler okurum. - I read books and magazines to keep up with the times.

iletişim sağlamak
hızına yetişmek
ile aşık atmak
ile aynı hızda gitmek
-i takip etmek
ile aynı tempoda gitmek
aynı düzeyde kalmak
izleyerek bilgi sahibi olmak
ile yarışmak
ayak uydurmak (zamana)
ayak uydurmak (çağa/zamana)
takip etmek
yetişmek

Diğer öğrencilere yetişmek için çalışmak zorundaydım. - I had to study hard to keep up with the other students.

Onlara yetişmek için yeterince hızlı koşamadım. - I couldn't run fast enough to keep up with them.

geri kalma

Ondan geri kalmamak için çok çalışmalıyım. - I must study hard in order to keep up with him.

İletişim sağlamak
-den geri kalmamak
-i takip etmek, -i izleyerek bilgi sahibi olmak
keep up with the times çağın gerisinde kalmamak, çağa ayak uydurmak
ile aynı hızda/tempoda gitmek, -e ayak uydurmak
aşık atmak
(çağa/zamana) ayak uydurmak
İngilizce - İngilizce
To manage to follow an argument, a discussion, etc
To manage to remain up to date with trends, fashions, etc
To manage to remain beside or just behind someone or something that is moving away from one
keep with
to remain with someone
keep with
to associate with someone or something
keep up with

    Türkçe nasıl söylenir

    kip ʌp wîdh

    Telaffuz

    /ˈkēp ˈəp wəᴛʜ/ /ˈkiːp ˈʌp wɪð/

    Videolar

    ... Five million jobs doesn't even keep up with our population growth. And the only reason ...
    ... And sometimes it was like, me trying to keep up with ...