He hopes to explore the uninhabited island.
- Issız adayı keşfetmeyi umuyor.
I want to explore the world and go on an adventure.
- Dünyayı keşfetmek ve bir maceraya devam etmek istiyorum.
The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
- Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
Children like to explore. This can be dangerous.
- Çocuklar keşfetmekten hoşlanırlar. Bu tehlikeli olabilir.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
He risked his whole fortune to discover new oil fields.
- Yeni petrol sahalarını keşfetmek için tüm servetini riske attı.
He discovered a new star.
- Yeni bir yıldız keşfetti.
Who discovered America?
- Amerika'yı kim keşfetti?
Hunting, underwater diving, fishing and exploring are among his interests.
- Avcılık, sualtı dalış, balıkçılık ve keşfetme onun ilgi alanları arasındadır.
The Europeans began exploring the Americas in the late 15th century.
- Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.
I would really like to explore this cave.
- Ben gerçekten bu mağarayı keşfetmek istiyorum.
He wants to explore the uninhabited island.
- O, ıssız ada keşfetmek istiyor.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
He risked his whole fortune to discover new oil fields.
- Yeni petrol sahalarını keşfetmek için tüm servetini riske attı.
Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.