kazanılmış

listen to the pronunciation of kazanılmış
Türkçe - İngilizce
(hak) vested
(Ticaret) earned premium
gained
attained
earned
acquired
vested
kazan
boiler
kazanılmış bağışıklık yetersizliği sendromu
(Askeri) acquired immune deficiency syndrome
kazanılmış hak
(Hukuk) acquis
kazanılmış hak
vested interest
kazanılmış hak
vested right
kazanılmış haklar
(Hukuk) acquired rights
kazanılmış haklar
vested interests
kazan
cauldron

The witch is stirring her cauldron. - Cadı, kazanını karıştırıyor.

She made pumpkin soup in a black cauldron for Halloween. - Cadılar Bayramı için siyah bir kazanda balkabağı çorbası yaptı.

kazan
earn

He earns his living by teaching English. - Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor.

And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House. - Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.

kazan
{f} won

The Netherlands have won the 2010 World Cup. - 2010 Dünya Kupası'nı Hollanda kazandı.

She won first prize in the exhibition. - İlk ödülünü sergide kazandı.

zaman aşımı ile kazanılmış
prescriptive
kazan
(Gıda) batch
kazan
(Gıda) cooker
kazan
{f} win

If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory. - Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.

Is there any possibility that he'll win the election? - Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?

kazan
kier
kazan
{f} gaining

Tom is gaining on us. - Tom bizim üzerimizden kazanıyor.

The city is gaining popularity as a major tourist destination. - Kent, önemli bir turistik yer olarak rağbet kazandı.

kazan
{f} winning

That team has little, if any, chance of winning. - O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.

He got a prize for winning the competition. - O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.

kazan
{f} earned

And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House. - Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.

This is more than I have earned. - Bu, kazandığımdan daha fazla.

kazan
{f} gain

Ill-gotten gains are short-lived. The only way to make real money is to earn every penny. - Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.

Our team gained a great victory. - Takımımız büyük bir zafer kazandı.

kazan
seether
kazan
vessel
sonradan kazanılmış
acquired
hak kazanılmış olan
vested
kazan
boiler; furnace (containing a boiler)
kazan
kepçe: İstanbul kazan ben kepçe. I have searched all over Istanbul
kazan
caldron, cauldron, large kettle
kazan
caldron
kazan
bowl

The Denver Broncos have won the Super Bowl. - Denver Broncos, Super Bowl'u kazandı.

The Denver Broncos have won the 50th Super Bowl. - Denver Broncos, Super Bowl 50'yi kazandı.

kazan
cauldron, kettle; boiler, kier
kazan
(Tekstil) kettle
kazan
gross
kolay kazanılmış
runaway
kolay kazanılmış maç
runaway match
kolay kazanılmış zafer
runaway victory
sonradan kazanılmış vatandaşlık
(Hukuk) acquired nationality
yasadışı kazanılmış
ill-gotten
çalışmadan kazanılmış
unearned
İngilizce - İngilizce

kazanılmış teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Kazan
City in Russia, capital of Tatarstan, Russia
Kazan
City in Russia, administrative center of Tatarstan, Russia
Kazan
Turkish-born American stage and film director whose credits include Williams's A Streetcar Named Desire (1947) and the movies On the Waterfront (1954) and East of Eden (1955). City (pop., 2001 est.: 1,090,200), capital of the Tatarstan republic, western Russia. Located at the confluence of the Volga and Kazanka rivers, it was founded in the 13th century by Mongols of the Golden Horde; it became the capital of an independent khanate in the 15th century. In 1552 Ivan IV (the Terrible) captured Kazan and subjugated the khanate. The city was burned in a revolt (1773-74), but after its reconstruction it grew in importance as a trading centre, and by the beginning of the 20th century it was one of the chief manufacturing cities of Russia
Kazan
{i} city west-central Russia on the Volga river; family name; Elia Kazan (1909-2003), Turkish born United States movie and stage director and author of Greek parentage
kazan
an industrial city in the European part of Russia
kazanılmış