How much is this pullover, please?
- Bu kazak ne kadar, lütfen?
He wore a pullover sweater to keep from getting cold.
- Kendini soğuktan korumak için kazak giydi.
The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt.
- Şüpheli en son mavi kot pantolon ve turuncu bir kazak giyerken görüldü.
The colder it got, the more I wanted a jumper.
- Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.
I'm wearing a sweater because I'm cold.
- Üşüdüğümden dolayı bir kazak giyiyorum.
She bought him a sweater, but he hated the color.
- O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
I took advantage of a sale and bought three sweaters.
- Bir satış avantajından yararlandım ve üç kazak aldım.
Magnificent sweaters are made from the wool of French sheep.
- Muhteşem kazaklar, Fransız koyunlarının yününden yapılmış.
The Moon is cossacks' Sun.
- Ay Kazakların Güneşidir.
Where's a cossack, there's a glory.
- Nerede bir Kazak, orada bir zafer var.