When I arrived, the dispute had reached its boiling point.
- Ben geldiğimde, anlaşmazlık kaynama noktasına ulaşmıştı.
Sami's rage reached boiling point.
- Sami'nin öfkesi kaynama noktasına ulaştı.
A watched pot never boils.
- İzlenen demlik asla kaynamaz.
The water began to boil.
- Su kaynamaya başladı.
The water is boiling away.
- Su kaynayıp buharlașıyor.
Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy.
- Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır.