When I arrived, the dispute had reached its boiling point.
- Ben geldiğimde, anlaşmazlık kaynama noktasına ulaşmıştı.
Sami's rage reached boiling point.
- Sami'nin öfkesi kaynama noktasına ulaştı.
The water began to boil.
- Su kaynamaya başladı.
Chestnuts have to be boiled for at least fifteen minutes.
- Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.
Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy.
- Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır.
She poured boiling water into the cup.
- Kaynayan suyu bardağa boşalttı.