kaydedilmek

listen to the pronunciation of kaydedilmek
Türkçe - İngilizce
(deyim) be down
kaydedilme
(Ticaret) enrollment
kaydedilme
enlistment
kaydet
{f} tape recorded
kaydet
make a record of
kaydet
{f} record

You must record his speech. - Onun konuşmasını kaydetmelisin.

I recorded our conversation. - Konuşmamızı kaydettim.

kaydet
{f} recorded

The camera recorded nothing. - Kamera hiçbir şey kaydetmedi.

She recorded a few sentences. - Birkaç cümle kaydetti.

kaydet
{f} recording

Aren't you recording this? - Bunu kaydetmiyor musun?

Aren't you recording us right now? - Bizi şimdi kaydetmiyor musun?

kaydet
enroll

They enrolled him as a jury member. - Onu bir jüri üyesi olarak kaydettiler.

You should have enrolled your children months ago. - Çocuklarını aylar önce kaydetmeliydin.

kaydet
save

I forgot to save the file before switching off. - Kapatmadan önce dosyayı kaydetmeyi unuttum.

You must save your files on a CD. - Dosyalarınızı bir CD'ye kaydetmelisiniz.

kaydet
{f} enrolling
kaydet
tape record
kaydet
{f} registered

The thermometer registered minus ten last night. - Dün gece termometre eksi on derece kaydetti.

Have you registered that here? - Onu buraya kaydettiniz mi?

kaydedilme
enlist
kaydet
prerecord
kaydet
{f} register

When did they register the names of the members? - Üyelerin adlarını ne zaman kaydettiler?

Tom told me how to do it, but it didn't register. - Tom nasıl yapıldığını bana anlattı ama kaydetmedim.

Türkçe - Türkçe
Kaydetme işi yapılmak, yazılmak
kaydedilme
Kaydedilmek işi
İngilizce - Türkçe

kaydedilmek teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

kaydet
save
kaydet
record
kaydedilmek