kaydedici

listen to the pronunciation of kaydedici
Türkçe - İngilizce
recording
logger
tape recorder

The tape recorder has recorded his voice. - Kaset kaydedici, onun sesini kaydetti.

(Nükleer Bilimler) recorder

This video recorder doesn't work right. - Bu video kaydedici sağlıklı çalışmıyor.

I got a video cassette recorder cheap at that shop. - O mağazadan ucuz bir video kaset kaydedici aldım.

(Nükleer Bilimler) register
kaydedici cihaz
registering apparatus
kaydedici oynatıcı video
video cassette recorder
adres kaydedici
(Askeri) address register
video kaydedici
video tape recorder
kaydet
{f} tape recorded
kaydet
make a record of
kaydet
{f} record

You must record his speech. - Onun konuşmasını kaydetmelisin.

She recorded a few sentences. - Birkaç cümle kaydetti.

kaydet
{f} recorded

She recorded a few sentences. - Birkaç cümle kaydetti.

I recorded our conversation. - Konuşmamızı kaydettim.

kaydet
{f} recording

Aren't you recording this? - Bunu kaydetmiyor musun?

Aren't you recording us right now? - Bizi şimdi kaydetmiyor musun?

kaydet
enroll

Fadil's parents enrolled him in a prestigious school in Cairo. - Fadıl'ın ailesi onu Kahire'deki prestijli bir okula kaydetti.

They enrolled him as a jury member. - Onu bir jüri üyesi olarak kaydettiler.

kaydet
save

You must save your files on a CD. - Dosyalarınızı bir CD'ye kaydetmelisiniz.

I forgot to save the file before switching off. - Kapatmadan önce dosyayı kaydetmeyi unuttum.

kaydet
{f} enrolling
kaydet
tape record
kaydet
{f} registered

The thermometer registered minus ten last night. - Dün gece termometre eksi on derece kaydetti.

Have you registered that here? - Onu buraya kaydettiniz mi?

derinlik kaydedici
depth recorder
film kaydedici
film recorder
kaydet
prerecord
kaydet
{f} register

Have you come to register a crime? - Bir suçu kaydetmek için mi geldin?

Where should we register? - Nerede kaydetmeliyiz?

manyetik kaydedici
magnetic recorder
nem kaydedici
recording hygrometer
nem kaydedici
moisture recorder
ses kaydedici
dictaphone
veri kaydedici
data logger
Türkçe - Türkçe
İmleç
İngilizce - Türkçe

kaydedici teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

kaydet
save
kaydet
record
kaydedici