kayıp

listen to the pronunciation of kayıp
Türkçe - İngilizce
loss

Bill took the blame for the loss. - Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.

Who's taking responsibility for the loss? - Kim kayıp için sorumluluk alıyor?

lost

Between sobs, that lost girl said her name. - O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.

They gave him up for lost. - Onlar onu kayıp kabul ettiler.

(Askeri) missing

I found my car missing. - Arabamı kayıp buldum.

Have you reported that your father is missing? - Babanın kayıp olduğunu bildirdin mi?

gone

Tom has been gone almost a week. - Tom neredeyse bir haftadır kayıp.

All my books are gone. - Tüm kitaplarım kayıp.

decrement
loss; casualties; disadvantage; lost, missing
lost person; lost thing
(ölüm) bereavement
sacrifice
(Askeriye) soldier reported as missing in action
lost, missing
forfeit
stray

A lost dog strayed into our neighborhood yesterday. - Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi.

loss of

A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive. - Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.

(İnşaat) dissipation
(Ticaret) waste
(Askeri) casualties

We can't afford any more casualties. - Biz daha fazla kayıpları göze alamıyoruz.

No other casualties have been reported. - Başka hiçbir kayıp rapor edilmedi.

casualty
lacking
disadvantage
deprivation
the lost

I found the lost ball in the park. - Kayıp topu parkta buldum.

They all looked for the lost child. - Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

burton
kayıp çocuk
missing child
kayıp-halka
(Dilbilim) missing-link
kayıp belge dilekçesi
Application For Lost Document Form
kayıp açısı
loss angle
kayıp düşmek
slide down
kayıp eşya
waif
kayıp eşya
lost property
kayıp eşya
left luggage
kayıp eşya bürosu
lost and found
kayıp eşya bürosu
left luggage office
kayıp eşya bürosu nerede
Where is the lost and found
kayıp eşya bürosuna baktınız mı
Have you checked the lost and found
kayıp eşya bürosuna gitmelisiniz
You should check the lost and found
kayıp eşya dolabı
left luggage locker
kayıp faktörü
loss factor
kayıp hareket
lost motion
kayıp içine düşmek
slip in
kayıp
What is missing
kayıp çek
lost cheque
kayıp çocuk
waif
kayıplar
casualties

We can't afford any more casualties. - Biz daha fazla kayıpları göze alamıyoruz.

There might be casualties. - Can kayıpları olabilir.

beklenen kayıp
(Ticaret) expected loss
beklenmeyen kayıp
(Ticaret) unexpected loss
kesin kayıp
(Ticaret) dead loss
maddi kayıp
financial loss
toplam kayıp
total loss
Savunma Bakanlığı Savaş Esiri (POW)/Kayıp Personel (MP) Ofisi
(Askeri) Defense Prisoner of War (POW)/Missing Personnel (MP) Office
ağır kayıp
great losses
ağır kayıp
heavy casualties
fonksiyonel kayıp
(Çevre) functional loss
gizli kayıp
(Askeri) concealed loss
hidrolik kayıp
hydraulic loss
mesleki kayıp
industrial injury
nispi kayıp
relative loss
ohmik kayıp
ohmic loss
ortalama kayıp
(Ticaret) average loss
sonucunda oluşan kayıp
(Ticaret) consequential loss
toplumsal kayıp
(Ticaret) deadweight loss
yarar kayıp oranı
(Ticaret) benefit-loss rate
Türkçe - Türkçe
Yitik, zayi
Yitme, yitim
ağır kayıp
Maddî zarar
ağır kayıp
Savaş, deprem, sel gibi doğal afetlerde büyük kayıp
kayıplar
(Osmanlı Dönemi) zâyiât
İngilizce - Türkçe

kayıp teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

ağır kayıp
Heavy casualty