kaufoption

listen to the pronunciation of kaufoption
İngilizce - Türkçe

kaufoption teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

call
düşünmek

Düşünmek için zamanım yoktu. Kanaate dayalı karar almak zorundaydım. - I didn't have time to think. I had to make a judgment call.

call
ad takmak
call
uğramak
call
demek

Sadece merhaba demek için arıyorum. - I'm just calling to say hi.

O bana bir yalancı demekten geri kalmadı. - He as good as called me a liar.

call
alısünle arama
call
{f} ara

İki gün içinde beni yeniden ara. - Call me again in two days.

Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı. - Last night, Mr. A called me up to say he couldn't attend today's meeting.

call
farzetmek
call
varsaymak
call
{f} adlandırmak
call
bağırış
call
{f} telefonda konuşmak
call
{f} söylemek

Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım. - I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.

Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı. - Last night, Mr. A called me up to say he couldn't attend today's meeting.

call
ötüş ötme boru boru sesi
call
çağırma çağrı, çağırmak
call
çığlık
call
{i} telefon konuşması, konuşma
call
{i} ötüş
call
{f} ziyaret etmek

Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız. - We must avoid calling on others without an appointment.

Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım. - First of all, I have to call on Jim.

call
{f} 1. (out) seslenmek, çağırmak; bağırmak: Did you just call me? Bana demin seslendin mi? He called out for help. ''İmdat!'' diye bağırdı. 2
call
kapıdan uğrama
Almanca - İngilizce
call
call option
call premium
premium for the call
purchase option