Origami is the art of folding paper.
- Origami kağıt katlama sanatıdır.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
Tom helped Mary fold the laundry.
- Tom Mary'nin çamaşırları katlamasına yardım etti.
The oldest son succeeded in doubling his inheritance.
- Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı
It took me several hours to fold all the clothes.
- Tüm giysileri katlamak birkaç saatimi aldı.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
Tom folded his clothes and put them in his suitcase.
- Tom giysilerini katladı ve onları valizine koydu.
He was sitting with his arms folded.
- Kolunu katlamış oturuyordu.
Tom sat down on a folding chair.
- Tom katlanabilir bir sandalyeye oturdu.
Take this folding umbrella with you. It might come in handy.
- Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.
He was sitting with his arms folded.
- Kolunu katlamış oturuyordu.
Tom took a folded piece of paper out of his shirt pocket.
- Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.
The oldest son succeeded in doubling his inheritance.
- Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı
Do you want to double your gold pieces? What do you mean?
- Altın parçalarını ikiye katlamak istiyor musun? Ne demek istiyorsun?
We'll have to double our budget for next year.
- Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.