Tom folded the paper before handing it to Mary.
- Tom kağıdı Mary'ye vermeden önce katladı.
Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
- Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
I'm not folding their shirts.
- Onların gömleklerini katlamıyorum.
Tom folded his clothes and put them in his suitcase.
- Tom giysilerini katladı ve onları valizine koydu.
Tom folded the paper before handing it to Mary.
- Tom kağıdı Mary'ye vermeden önce katladı.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
It took me several hours to fold all the clothes.
- Tüm giysileri katlamak birkaç saatimi aldı.
You need an elevator if you want to go down twenty storeys.
- Yirmi kat aşağıya gitmek istiyorsan bir asansöre ihtiyacın var.
I live on the top floor of a six storey apartment block.
- Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.
Tom took a folded piece of paper out of his shirt pocket.
- Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.
Tom folded his clothes and put them in his suitcase.
- Tom giysilerini katladı ve onları valizine koydu.
The office has been transferred up to the sixth floor.
- Ofis altıncı kata taşındı.
The library is on the 4th floor.
- Kütüphane 4. kattadır.
The photo he showed added color to his story.
- Onun gösterdiği fotoğraf onun hikayesine renk kattı.
Kate was surprised by Brian's story.
- Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.
The young woman, after running up the stairs, opened the door of the house.
- Genç kız, üst kata çıktıktan sonra, evin kapısını açtı.
Tom fell down two flights of stairs and is now in the hospital.
- Tom iki kat merdiven düştü ve şimdi hastanede.
Church participation has fallen.
- Kilise katılımı düştü.
Sami falls into that category of people.
- Sami o kategorideki insanlar arasında yer alır.
A is 5 times as long as B.
- A, B'nin 5 katı kadar uzundur.
Light travels around the earth seven and a half times a second.
- Işık dünyanın etrafında bir saniyenin 7.5 katı hızında seyahat eder.
I carried Tom down two flights of stairs.
- Tom'u iki kat aşağıya taşıdım.
Tom walked down a flight of stairs.
- Tom bir kat aşağıya yürüdü.
I watched the film named Texas Chainsaw Massacre with my girlfriend yesterday. She was very afraid.
- Dün kız arkadaşımla birlikte Teksas Motorlu testere Katliamı adında bir film izledim. O çok korktu.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
Tom left his coat downstairs.
- Tom ceketini alt katta bıraktı.
The house looked wonderful with its fresh coat of paint.
- Ev taze boya katıyla harika görünüyordu.
Do you have a flat or a house?
- Bir katınız mı yoksa bir eviniz mi var?
My flat is located on the first floor.
- Dairem birinci katta bulunmaktadır.
Since it was getting even hotter, Tom peeled off another layer of clothing.
- Hava dahada ısındığı için, Tom bir kat elbise daha çıkardı.
The cerebral cortex is the brain's outer layer.
- Serebral korteks beynin dış katmanıdır.
The gift shop is on the second deck.
- Hediyelik eşya mağazası ikinci katta.
His revenue doubled after retirement.
- Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.
The number of employees doubled in ten years.
- Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
Do you want to double your gold pieces? What do you mean?
- Altın parçalarını ikiye katlamak istiyor musun? Ne demek istiyorsun?
We'll have to double our budget for next year.
- Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.
During her childhood she was a romanticized Katherine, dressed by her misty-eyed, fussy mother in dresses that looked like ruffled pillowcases. By high school she'd shed the frills and emerged as a bouncy, round-faced Kathy - - - At university she was Kath, blunt and no-bullshit in her Take-Back-the-Night jeans and checked shirt - - - When she ran away to England, she sliced herself down to Kat. It was economical, street-feline, and pointed as a nail.