katlı

listen to the pronunciation of katlı
Türkçe - İngilizce
folded

He sat there with his arms folded. - Kolları katlı orada oturdu.

The old man was sitting with his arms folded. - Yaşlı adam kolları katlı oturuyordu.

decker
storied
(dokuma) pile
folded; -storied, having ... storeys
creased
storeyed
multiple
fold

He sat there with his arms folded. - Kolları katlı orada oturdu.

I stood with my arms folded. - Kollarım katlı durdum.

(building) of (a certain number of) stories, -storied
multi

This is a multi-storey building. - Bu çok katlı bir binadır.

The city's multi-story buildings built in the 1940's are in danger of collapse. - Şehrin 1940'larda yapılmış çok katlı yapıları çökme tehlikesindeler.

ply
corrugated
turnup
double

Twins double the fun. - İkizler eğlenceyi ikiye katlıyor.

When we visited London, we rode a double-decker bus across the city. - Londra'yı ziyaret ettiğimizde kent genelinde çift katlı bir otobüse bindik.

kat
{i} storey

You need an elevator if you want to go down twenty storeys. - Yirmi kat aşağıya gitmek istiyorsan bir asansöre ihtiyacın var.

All storeys of the house are made of wood. - Evin tüm katları ahşaptan yapılmıştır.

kat
{i} fold

He was sitting with his arms folded. - Kolunu katlamış oturuyordu.

Tom folded his clothes and put them in his suitcase. - Tom giysilerini katladı ve onları valizine koydu.

katlı gerdan
double chin
katlı pasta
sandwich cake
katlı çerçeve
storey frame
kat
{i} floor

My flat is on the third floor. - Benim dairem üçüncü katta.

A fire broke out on the fifth floor. - Beşinci katta bir yangın patlak verdi.

kat
story

Kate was surprised by Brian's story. - Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.

The photo he showed added color to his story. - Onun gösterdiği fotoğraf onun hikayesine renk kattı.

kat
ply
kat
stair

Tom walked down a flight of stairs. - Tom bir kat aşağıya yürüdü.

Tom's knee hurts when he walks up or down stairs. - Yukarı veya alt kata yürürken Tom'un dizi acıyor.

kat
{i} fall

Sami falls into that category of people. - Sami o kategorideki insanlar arasında yer alır.

Church participation has fallen. - Kilise katılımı düştü.

iki katlı
two-storied
iki katlı
(Tıp) diploid
iki katlı
two-layered
iki katlı
two-fold
kat
times

Light travels around the earth seven and a half times a second. - Işık dünyanın etrafında bir saniyenin 7.5 katı hızında seyahat eder.

A is 5 times as long as B. - A, B'nin 5 katı kadar uzundur.

kat
slab
kat
flight

Tom walked down a flight of stairs. - Tom bir kat aşağıya yürüdü.

Tom fell down two flights of stairs and is now in the hospital. - Tom iki kat merdiven düştü ve şimdi hastanede.

kat
film

I watched the film named Texas Chainsaw Massacre with my girlfriend yesterday. She was very afraid. - Dün kız arkadaşımla birlikte Teksas Motorlu testere Katliamı adında bir film izledim. O çok korktu.

kat
(Tekstil) layer (fabric)
kat
(Jeoloji) horizon
kat
(Tekstil) fabric
kat
(Bilgisayar) embed
kat
(Bilgisayar) cube
üç katlı
triple
kat
coat

The house looked wonderful with its fresh coat of paint. - Ev taze boya katıyla harika görünüyordu.

Tom left his coat downstairs. - Tom ceketini alt katta bıraktı.

kat
crease
kat
flat

My flat is located on the first floor. - Dairem birinci katta bulunmaktadır.

Do you have a flat or a house? - Bir katınız mı yoksa bir eviniz mi var?

kat
layer

Baklava are sweet pastries made from layers of filo dough filled with chopped nuts. - Baklava kıyılmış fındık ile dolu filo hamur katmanları yapılan tatlı hamurdur.

The cerebral cortex is the brain's outer layer. - Serebral korteks beynin dış katmanıdır.

kat
convolution
kat
stratum
kat
coating
kat
covering
kat
pucker
kat
tier
kat
multitude
kat
multiple
kat
admix
4 katlı
four-storey builging
4 katlı
four floors
52 katlı
52-storey building
52 katlı
52 floor building
kat
by the times
çift katlı otobüs
Double decker
(bina) çok katlı
(İnşaat) multistorey
dokuz katlı
nonuple
dört katlı
quadruplex
iki katlı
duplex
iki katlı
two-storey
iki katlı
two storied
iki katlı
two ply
iki katlı
double decked
iki katlı
1. two-storied. 2. two-layered
iki katlı ev
double-decker
iki katlı otobüs
double-decker
iki katlı sandviç
double-decker
kat
set (of clothes)
kat
presence, the presence of a distinguished personage
kat
time(s)
kat
floor; storey, story; layer, stratum; covering; fold; coat, coating; multiple; time(s)
kat
(Matematik) multiple
kat
layer, stratum; fold
kat
story, floor, Brit. storey
kat
lap
kat
deck

The gift shop is on the second deck. - Hediyelik eşya mağazası ikinci katta.

kat
(dokuma) pile
kat
thicknesses
kat
superinduce
kat
double

His revenue doubled after retirement. - Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.

We'll have to double our budget for next year. - Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.

kırıcı çift katlı elek
crusher double deck screen
tek katlı
one decker
tek katlı tahta ev
bungalow
yedi katlı
septuple
çift katlı
two ply
çift katlı
doubledeck
çift katlı
double decked
çift katlı otobüs
doubledecker
çift katlı otobüs
double-decker
çift katlı ranza
double-decker
çok katlı
multistorey; multiplex
çok katlı
highrise
çok katlı
multi storey
çok katlı bina
highrise building
çok katlı bina
highrise
üç katlı
threefold
üç katlı
triple, triplex
üç katlı
three-ply
üç katlı
three storied
üç katlı
triplex
üç katlı bina
three decker
üç katlı kontrplak
three-ply
üç katlı sandviç
triple decker sandwich
üç katlı sandviç ve süt lütfen
Bring me a triple decker sandwich and milk please
İngilizce - İngilizce

katlı teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Kat
A short form of the female given names Katharine and Katherine

During her childhood she was a romanticized Katherine, dressed by her misty-eyed, fussy mother in dresses that looked like ruffled pillowcases. By high school she'd shed the frills and emerged as a bouncy, round-faced Kathy - - - At university she was Kath, blunt and no-bullshit in her Take-Back-the-Night jeans and checked shirt - - - When she ran away to England, she sliced herself down to Kat. It was economical, street-feline, and pointed as a nail.

kat
alternative spelling of khat
kat
An Arabian shrub (Catha edulis) the leaves of which are used as tea by the Arabs
kat
the leaves of the shrub Catha edulis which are chewed like tobacco or used to make tea; has the effect of a euphoric stimulant; "in Yemen kat is used daily by 85% of adults"
Türkçe - Türkçe
Katlanmış, bükülmüş
Katı veya katları olan
Katı veya katları olan: "Yolun sonunda iki katlı eski bir bina yükseliveriyordu."- S. F. Abasıyanık
katlı kur
Az gelişmiş ülke ekonomilerine özgü birden çok döviz kuru uygulama yöntemi
Kat
misil
Kat
nezt
Kat
(Osmanlı Dönemi) MİRRE
iki katlı
Üst üste iki katı olan
kat
Daire. Ön, yan: "Salim, Sait Faik'in Yaşar Nabi katındaki telif ücretini artırmakta büyük rol oynamıştır."- S. Birsel
kat
Sonuca bağlama, bitirme
kat
Kesme, kesilme
kat
Yemen ve Etyopya'da yetişen, yaprakları uzun süre çiğnenince sarhoşluk veren bir ağaççık
kat
Daire
kat
Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka
kat
Tabaka
kat
Huzur
kat
Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü: "Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık."- S. F. Abasıyanık
kat
İlgiyi kesme
kat
Jeoloji zamanlarından bir dönem içinde oluşmuş katmanlı kayaçlar
kat
Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü
kat
Kesme, kesilme. İlgiyi kesme
kat
Nicelikçe kez, defa, misil
kat
(Osmanlı Dönemi) kesme; yol alma
kat
Kez, defa, misil
kat
Ön, yan
kat
Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı
kat
Etyopya ve Yemen'de yetişen, yaprakları uzun süre çiğnenince sarhoşluk veren ağaççık
kat
Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey; üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka
kat
Bükülen ya da kıvrılan bir şeyin her kıvrımı
kat
Makam, mevki
kat
Kesme
kat
Takım
kat
Ressam tarafından kullanılan boya hacmi
kat
Tekrarlanan bir sayının toplamı
kat
Giyeceklerde takım: "Birer kat elbise ile kalacağız."- A.Gündüz
çok katlı otopark
Motorlu araçların park etmesi için yapılmış çok katlı yapı
üç katlı
Üç katı olan
katlı