Install properly the fans and radiator in your computer case.
- Bilgisayar kasanıza uygun fan ve radyatör takın.
The police have decided to look into the case.
- Polis kasanın içine bakmaya karar verdi.
Give me your passport, Tom. I'll keep it in my safe.
- Bana pasaportunu ver, Tom. Onu kasamda saklayacağım.
Tom put his valuables in a safe.
- Tom değerli eşyalarını bir kasaya koydu.
Dan broke into the vault and stole millions of dollars.
- Dan kasa dairesine girdi ve milyonlarca dolar çaldı.
Tom was caught stealing money from the cash register.
- Tom yazar kasadan para çalarken yakalandı.
Tom caught Mary stealing money from the cash register.
- Tom Mary'yi yazar kasadan para çalarken yakaladı.
This is an equestrian town! You will see horses everywhere.
- Burası bir binicilik kasabasıdır! Atları her yerde göreceksiniz.
Would you put this in the safety deposit box?
- Bunu güvenlik kasasına koyar mısınız?
Tom has a safety deposit box.
- Tom'un bir banka kasası var.
Tom keeps his passport in a safe deposit box at the bank.
- Tom pasaportunu bankada güvenli bir kasada saklıyor.
I asked Tom if he had a safe deposit box.
- Tom'a bir çelik kasası olup olmadığını sordum.
I asked Tom if he had a safe deposit box.
- Tom'a bir çelik kasası olup olmadığını sordum.
Would you put this in the safety deposit box?
- Bunu güvenlik kasasına koyar mısınız?
The whole town has cable TV.
- Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
The door frame is warped and the door won't close properly.
- Kapı kasası çarpık ve kapı uygun şekilde kapanmayacak.
He stood under the door frame.
- O kapı kasasının altında durdu.
I need something to open this crate with.
- Bu kasayı açmak için bir şeye ihtiyacım var.
Philip, like Andrew and Peter, was from the town of Bethesda.
- Philip, Andrew ve Peter gibi, Bethesda kasabasındandı.
A fat cash register attracts robbers.
- Dolu bir yazar kasa soyguncuları çekiyor.
Tom was accused of stealing money from the cash register.
- Tom yazar kasadan para çalmakla suçlandı.
Please pay the cashier.
- Lütfen kasaya ödeyin.