He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
Tom made this mistake intentionally.
- Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
He deliberately kept on provoking a confrontation.
- O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
Police think the fire was deliberately lit.
- Polise göre yangın kasıtlı olarak çıkarıldı.
You purposely gave the wrong answer, didn't you?
- Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
Did you do that purposely?
- Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
Yes, I did this intentionally.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
I'm sure that wasn't intentional.
- Onun kasıtlı olmadığına eminim.
He deliberately kept on provoking a confrontation.
- O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
He deliberately broke the glass.
- O, camı kasıtlı olarak kırdı.
I'm never gonna intentionally get drunk.
- Ben asla kasıtlı olarak sarhoş olmayacağım.
You're intentionally throwing the game.
- Sen kasıtlı olarak yeniliyorsun.
You purposely gave the wrong answer, didn't you?
- Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
Did you do that purposely?
- Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
He didn't do it on purpose.
- O onu kasıtlı yapmadı.
I broke the vase on purpose.
- Vazoyu kasıtlı olarak kırdım.
I'm sure that wasn't intentional.
- Onun kasıtlı olmadığına eminim.
Tom made this mistake intentionally.
- Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.