If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
- Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
He led his men and horses over snowy mountains and down into hot valleys.
- O adamlarını ve atlarını karlı dağların üzerinden götürdü ve sıcak vadilere indirdi.
War is very profitable for the neocons. A war in Ukraine and against Russia can only be a great opportunity for business to them.
- Savaş neoconlar için çok karlıdır. Ukrayna'da ve Rusya'ya karşı bir savaş, sadece onlar için büyük bir iş fırsatı olabilir.
The arrangement proved highly profitable.
- Düzenleme son derece karlı olduğunu kanıtladı.
Look at the mountains covered with snow.
- Karlı kaplı dağlara bak.
Waiting tables in Boston can be lucrative.
- Boston'da garsonluk kârlı olabilir.
It snowed all last night.
- Gece boyunca kar yağdı.
It will probably snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
Tom had a share in the profits.
- Tom'un kar payı vardı.
Robert got a small proportion of the profit.
- Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
My wife is liable to catch a cold.
- Karım üşütmeye eğilimli.
My wife catches colds easily.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Karakorum is the early capital city of Mongolia.
- Karakurum, Moğolistan'ın ilk başkentidir.
Most French people are against capital punishment.
- Çoğu Fransız, idam cezasına karşıdır.
In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
- Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
When I met Hanako last Sunday, she said she had returned three days before.
- Ben geçen Pazar Hanako ile karşılaştığımda, üç gün önce döndüğünü söyledi.
A small gain is better than a great loss.
- Zararın neresinden dönersek kârdır.
Perry decided to gain information from Drake.
- Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
Mary mixed the ingredients to make a cake.
- Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
This company uses cheap labor to increase its profit margins.
- Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
This company's profit margin is very big.
- Bu şirketin kar marjı çok büyük.
Tom kicked the snow off his boots.
- Tom karı tekmeleyerek botundan düşürdü.
Tom's boots sank into the deep snow.
- Tom'un botları derin kara battı.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
My brother has a Twitter account.
- Erkek kardeşimin bir Twitter hesabı var.
Our train was delayed on account of the heavy snow.
- Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.
Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
- Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.